 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 1989/4816
K: 1990/1235
T: 13.02.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Dava dilekçesinde 7.665.432 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 15.242 liranın tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldaktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüdü:
KARAR : Mahkemece taraflar arasındaki 15.8.1979 tarihli protokol başlıklı belgenin 4 numaralı paragrafına dayanılarak taraflar arasında bir kira akdinin varlığı kabul edilmiş ve anılan paragraftaki 100 lira aylık kira baz alınarak bilirkişi tarafından saptanan 5 yıl karşılığı 15.242 lranın tahsiline karar verilmiş ise de, protokolün sözü edilen 4. paragrafında davalının 31.12.1982 tarihine kadar taşınmazda oturacağı bu süre içinde kira bedelinin 100 lira olacağı ve bu hususun "sulh teminine dönük bir anlaşmanın neticesi" olduğu kabul edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmeler, tarafların gerçek iradeleri dikkate alınarak yorumlanır ve nitelendirilir. O nedenle taraflar arasındaki protokolün anılan maddesindeki anlaşma kira akdine ilişkin olmayıp, davalının 31.121982 tarihine kadar taşınmazda oturacağına dair bir sulhten ibarettir. Bu anlaşma bir an için kira sözleşmesi olarak kabul edilse bile 31.12.1982 tarihinde sona ereceği kabul edilmiş bulunduğundan, bu tarihten sonra geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Kaldı ki davacı dilekçesinde açıkça haksız işgal sebebiyle ecrimisil istemiş, davalı da cevap dilekçesinde bu hususa karşı çıkmamış, ecrmisili ödemeye hazır olduğunu 12.9.1988 tarihli dilekçesinde belirtmiştir.
Dava ecrimisil olarak nitelendirilip kabul edildiğinde, davacıların protokolün 4 nolu bendinde açıkça belirttikleri gibi sembolik ve sulh teminine dönük olan 100 lira baz alınarak tazminat tesbit edilemez.
Mahkemece yapılacak iş; ecrimisil başlangıcı olarak dilekçede gösterilen tarihten itibaren taşınmazın getirebileceği asgari kira bedeli bilirkişiye hesap ettirip dava tarihine kadar geçen süre için belirlenecek ecrimisile hükmetmek olmalıdır.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin ödediği temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 13.2.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.