 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 1989/4082
K: 1990/740
T: 23.1.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
743/m.908
DAVA VE KARAR : Dava dilekçesinde, 5.000.000 lira ecrimisilin masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın reddi cihetine gidilmiş; hüküm, davacı Muhlise vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
Davacı, müşterek muristen intikal eden taşınmazlardaki payının davalılar tarafından işgal edilmekte olduğunu ileri sürerek bu ecrimisil davasını açmış bulunmaktadır.
Mahkemece dava, davacının intifaden men edilmediği ve taşınmazdaki payını dava dışı davalılardan Raife'nin kocası Hakkı'ya haricen satmış olduğu için davalıların bu payları üzerinde hapis hakkı bulunduğu gerekçesi ile reddedilmiştir.
Ecrimisil davalarında intifadan men koşulu, davacının ortak taşınmazlardan yararlanma isteminin karşı tarafa iletilmesi olarak dikkate alınır. Diğer bir deyimle davacı taşınmazdan yararlanma istemini karşı tarafa iletmiş ise intifadan men koşulu, bu istemin karşı tarafa iletildiği tarihte gerçekleşmiş sayılır.
Dosya arasında mevcut Elazığ Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1982/178 esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesinde davacı Muhlise, davalılar hakkında açtığı izaleyi şuyu davası sebebiyle murisinden intikal eden tapulu taşınmazların davalıların elinde olup kendisini "mal sahibi etmediklerini" ileri sürmüştür. Bu ifade davacı Muhlise'nin ortak taşınmazlardan yararlanma istediği anlamında olup, bu istek dava dilekçesinin davalılara tebliği ile onlara intikal etmiş sayılır. O nedenle intifadan men koşulu davada gerçekleşmiş sayılır.
Diğer taraftan mahkemece, davalıların harici satış sebebiyle hapis haklarından da söz edilmiş ise de, yine dosya arasında mevcut Elazığ 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1986/273 esas sayılı dava dosyasından anlaşıldığına göre, davacının harici satışı davalılara değil, davalılardan Raife'nin kocası Hakkı'ya yapılmıştır. Hakkı'nın yararlanabileceği hapis hakkından davalıların yararlanması mümkün olmadığı gibi, Hakkı'nın davacı hakkında açtığı tescil davası reddedilmiş olup, daha sonra açtığı 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1987/49 esasında kayıtlı dava dosyasından anlaşılacağı üzere taşınmazlarda meydana getirdiği imar ve ihya sebebiyle 560.470 lira tazminata hak kazanmış ve buna ilişkin karar kesinleşmiş bulunduğundan artık geçerli bir hapis hakkından da söz edilemeyeceği açıktır.
Bu durumlar karşısında mahkemece davanın reddine ilişkin gerekçelerin varit olmadığı sonucuna varılmalıdır.
Mahkemece yapılacak iş, davalıların mirastaki payları oranı dikkate alınarak taşınmazlarda paylarından fazla bir yer işgal edip etmedikleri saptanıp paylarından fazla bir yer işgal ettikleri belirlendiği taktirde davacının payı dikkate alınarak bu fazlalığa tekabül eden ecrimisile hükmetmek olmalıdır.
SONUÇ : Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.'nun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ) ve peşin ödediği temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, oybirliğiyle karar verildi.