 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E:1989/2186
K:1989/9199
T:04.12.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KORUMA MECLİSLERİNCE GERÇEKLEŞTİRİLEN PARA CEZALARI (GÖREV)
ÖZET : Koruma meclisince alınan kararlara karşı on gün içinde murakabe heyetlerine itiraz edilebilir. İtiraz edilip de reddedilen ve itiraz edilmeyen kararların derhal yerine getirileceği yasada belirlenmişsede, yasadaki "murakabe heyetlerince itiraz üzerine verilen kararlar aleyhine hiçbir kanun yoluna müracaat olunamaz" hükmü Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olduğundan, kararların yerine getirilmesi için ilgiliye tebliğe kalkışıldığında; bu işlem 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun uyarınca bir para cezasının tahsiline ilişkin olduğundan, ancak görevli vergi dairesine itirazda bulunulabilir.
(4081 s. ÇMKK. m. 31, 26)
(6183 s. AAK. m. 6)
Dava dilekçesinde, itirazın iptali ile 300.000 lira alacağın masraflarla birlikte davalı tarafdan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 78.000 liranın tahsili ve takibin iptali cihetine gidilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Takibe konu alacak, koruma meclisinin, 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanunun 31. maddesi uyarınca koruma meclisince tahakkuk ettirilmiş para cezalarından oluşmaktadır. Bu husus dosya arasında mevcut Saruhanlı Hacırahmanlı Çiftçi Malları Koruma Meclisi kararından açıkça anlaşılmaktadır. O halde bu para cezaları anılan maddesinin 1. fıkrasında belirtildiği üzere aynı Kanunun 8. maddesinin V. bendi uyarınca belirlenmiş ve karara bağlanmış tedbirlere riayetsizlik nedeniyle verilmiştir. Bu durumda, aynı Kanunun 10. maddesinin bu konuda uygulanması gerekir. Bu maddeye göre ise kanunda yazılı istisnalar dışında (ki, bu istisnalar Kanunun 26. maddesinde yazılı olup, faili belli olan zararların tazmini konusunda koruma ve köy ihtiyar meclislerinin verdikleri kararlara karşı vaki itirazların sulh mahkemelerince inceleneceğine dairdir) koruma meclisince alınan kararlara karşı 10 gün zarfında murakabe heyetlerine itiraz edilebileceği, itiraz edilip de reddedildiği veya itiraz edilmediği takdirde bu kararların derhal icra olunacağı belirtilmiş bulunmaktadır.
Anılan madde metninde, (murakabe heyetlerince itiraz üzere verilen kararlar aleyhine hiç bir kanun yoluna müracaat olunamaz) hükmü Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olduğundan, bu kararların icrası için ilgiliye tebliğe tevessül edildiğinde bu işlem, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun uyarınca bir para cezasının tahsiline ilişkin olduğundan, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 6. maddesine göre muhatap ancak görevli Vergi Mahkemesine itirazda bulunabilir.
Davacı İdare, yükümlüye yaptığı tebligat üzerine tahsil işleminin durdurulduğuna dair görevli Vergi Mahkemesinden bir karar verilip kendisine tebliğ edilmediği sürece, yukarıda sözü edildiği gibi 6183 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak alacağını tahsil etmek üzere yasada yazılı yollara başvurmak durumundadır. İdarenin bu yola gitmeyerek takip konusu Özel Hukuk hükümlerine tabi bir alacakmış gibi mahkemeye başvurması, alacağın niteliğini değiştirmeyeceğinden, böyle bir başvurunun Adliye Mahkemesince reddedilmesi gerekir. Bu suretle HUMK.nun 7. maddesinin 1. fıkrası hükmü uyarınca, davacının istemi, idari makamlarca yapılması gereken bir işleme ilişkin olması (6183 sayılı Kanuna göre) nedeniyle görev yönünden reddedilmelidir.
O nedenle dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddi gerekirken, olaya ve alacağın dayandığı yasa maddesine uymayan gerekçe ve yorumlarla esasa girilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve şimdilik diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 4.12.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.