 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 1989/11061
K: 1989/5077
T: 31.05.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Dava dilekçesinde fazlaya ait haklar saklı tutularak 966.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak davanın 744.160 liralık bölümünün kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Ecrimisile konu dairede taraflar paydaş olup bu dairede davalı paydaşın oturduğu hususu da çekişmesizdir.
Paydaşlar ise kural olarak intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler.
Davada, sözkonusu daire için 16.4.1982 - 16.4.1987 tarihleri arasındaki süreye ilişkin olarak davacının 1/6 payına düşen ecrimisilin hükmen tahsili istenmiş ve buna 6.4.1987 tebliğ tarihli ihtarname dayanak yapılmıştır.
Mahkemece; intifadan men koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği konusu üzerinde durulmaksızın, sözü edilen daireyi davalının elinde bulundurmasının davacının yararlanmasına engel olmuş sayılacağından bahisle anılan süre için bilirkişi tarafından saptanan ve davacının payı oranında hesaplanan ecrimisil hüküm altına alınmıştır.
Oysa; intifadan men koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun yemin dahi her türlü delille kanıtlanabileceği ilkesi de gözetilerek, davacı tarafın bu konuda (ve anılan ihtarnamesi dışındaki, o ihtarname ancak tebliğ tarihinden sonrası için intifadan men koşulunun gerçekleşmesine dayanak olabilir) ne gibi delilleri bulunduğu sorulup varsa toplanması ve ortaya çıkacak sonuçlara uygun karar verilmesi gerekir.
O halde; dava koşulu niteliği taşıyan bu cihet üzerinde durulup davacı paydaşın, sözkonusu ortak daireden yararlanmak isteyip de davalı paydaşın buna engel olduğu tarihin saptanması ve ona göre bir karar verilmesi icabederken bu yönden eksik araştırma ve inceleme ve belirtilen gerekçe ile hüküm kurulması doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, şimdilik diğer yönlerin incelenmesine mahal olmadığına ve peşin ödediği temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 31.5.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.