 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 1988/7461
K: 1989/1874
T: 20.02.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Dava dilekçesinde bir adet doksanlık altının aynen iadesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Mahkemece dava bilirkişinin beyanına dayanılarak şahit dinlenmek suretiyle kabul edilmiştir. Miktar itibarıyla yazılı belge ile isbatı zorunlu olduğu halde şahit dinlenmesine olanak sağlayan HUMK.nun 290. maddesinin 4. bendinin uygulanabilmesi için, hukuki işlemin iki tarafın vaziyetlerine nazaran senede bağlanmasının teamül gereği olmaması gerekir. Bir hukuki ilişkinin adet veçhile oluştuğunun kabulü için istikrar unsurunun mevcut olması ve herkesin teamüle uygun hareket ettiğinin bilinmesi gerekir. Birkaç örneğinin bulunması geleneğin var sayılmasına yeterli değildir. Geleneğin ötedenberi var olduğunun tesbiti için bu konuda uzman bilirkişinin dinlenmesi ve uzmanın geçerli dayanak ve gerekçelerle konunun teamül gereği senede bağlı olmayan işlemlerden bulunduğunu belirtmesi gerekir.
Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına göre bu hususun mahalli ticaret odası, ziraat odası, belediye gibi ilgili kuruluşlardan sorulması ve ondan sonra oluşturulacak bir uzman bilirkişi kurulundan düşüncelerinin alınması, sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Alınacak bilirkişi raporundan ödünç altın verme işleminin ne suretle senede bağlanması müteammil olmayan muamelelerden olduğu ve hangi nedenle diğer borç işlemlerinden ayrı bir işleme tabi tutulduğunun açık seçik belirlenmesi gerekir.
Mahkemece bu yönler dikkate alınmadan yetersiz bilirkişi düşüncesine dayanılarak tanık dinlenmesi ve tanık sözüne göre hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin ödediği temyiz harcının temyiz edene istek halinde iadesine, 20.2.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.