 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 1988/6979
K: 1988/7352
T: 15.09.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı ile davalı ahmet aralarındaki kira tesbit davası sonunda, kira parasının yeni kira dönemi başlangıcından itibaren geçerli olmak üzere tesbitine dair verilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiş olup, Dairenin 16.2.1988 gün ve 1105-2265 sayılı kararı ile onanıp kesinleştikten sonra davalının kira artırımı davasının süresinde açılmadığından bahisle hükmolunan kira parasının ya dava tarihi olan 28.1.1987'den, ya da hüküm tarihinden geçerli olması gerektiğinden bahisle bu konuda tavzih kararı verilmesini istemesi üzerine mahkemece, hüküm fıkrasındaki "yeni kira döneminden geçerli olmak üzere" deyiminden, davanın içinde açıldığı kira döneminden sonra gelen ve 1.6.1988 tarihinden başlayan kira döneminin anlaşıldığı kabul edilerek hükmün bu yolda tavzihine karar verilmiş olup, bu karar dahi davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Taraflar arasındaki kira sözleşmesi 1.6.1984 başlangıç tarihli ve iki yıllık olup, 1.6.1986 tarihinde sona ermiştir.
Davacı, yasa gereği kendiliğinden aynı şartlarla bir yıl uzamış sayılan ve 1.6.1986 tarihinde başlayan kira dönemi başlangıcından geçerli olmak üzere, kira dönemi içinde, 28.1.1987 tarihinde kira tesbit davasını açmış, mahkemece de karar yerinde aynı ifadeye yer verilerek kira parasının tespitine karar verilmiştir.
Dava dilekçesi, savunma ve bilirkişi raporundan açıkça anlaşıldığına göre taraflar arasında uyuşmazlık konusu kira dönemi 1.6.1986 tarihinden başlayan dönem olup, hüküm bu döneme yönelik olarak verilmiştir. Davacının kira dönemi bitmeden önce davalıya ihtarda bulunup bulunmadığı ve davanın süresinde açılmış olup olmadığı yargılama aşamasında dikkate alınması gereken hususlar olup, kararın kesinleşmesiyle yeniden inceleme konusu yapılamaz ve tavzihe de konu edilemez.
Bu durumda, tavzih isteminin reddi gerekirken, istemin kabulü ile, kesinleşmiş hükmü değitirecek şekilde karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 15.9.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.