 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 1988/6726
K: 1989/1297
T: 02.02.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Dava dilekçesinde, suya vaki müdahalenin men'i, suyun taksimatına karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Dava konusu suyun öteden beri mevcut olan kullanılma bizimine göre bu suyun daha yukarıda birkaç köyün arazisini suladıktan sonra davalıların arazisini suladığı ve buradan artan suyun da davacıların arazisine giderek onların taşınmazlarını suladığı her iki tarafta da sulananarazi miktarının artması sebebiyle uyuşmazlığın doğduğu anlaşılmaktadır.
Genel su niteliğinde olan bu sudan, öncelik hakları mahfuz kalmak koşuluyla herkes yararlı ihtiyacı oranınıda yaarlanabilir. Bu durumda davalıların bu sudan öncelikle yararlanma hakları mevcut ise de bu hak ötedenberi suladıkları araziye gerekli olan su miktarı ile sınırlıdır. Diğer bir deyimle suyun yetmemesi halinde ötedenberi sulanan arazi miktarı dikkate alınmalı ve yeneden sulamaya açılan yerler hesaba katılmamak koşuluyla üzerinde öncelik hakkı bulunana su miktarı saptanmalıdır.
Davacıların, davalılardan artan su üzerindeki öncelik hakları da yine aynı şekilde saptanmalıdır.
Bu durumda yapılacak inceleme ve ölçümlerle taraflara gelen bu miktarı saptandıktan ve bunun ne kadarının davalıların üzerinde öncelik hakkına sahip oldukları su olduğu belirlendikten sonra aynı şekilde davacıların da ötedenberi kullanma hakkına sahip oldukları su miktarı da saptanmalı ve her iki tarafın ihtiyacından artan bir su varsa bu artan su taraflar arasında sulanan arazi miktarı ile orantılı olarak bölüştürülmelidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen koşullara vakıf, sudan ve sulama ile tarım arazisinden anlayan bir bilirkişi veya bilirkişiler kurulu marifetiyle yeniden inceleme yapılarak taraflara diğer köyleri suladıktan sonra gelen suyuna belirtilen esaslar dairesinde bölüştürülmesine ilişkin bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin ödediği temyiz harcının istek halinde temyiz eden iadesine 2.2.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.