 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 1988/11484
K: 1989/3893
T: 17.04.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Dava dilekçesinde 500.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili istenilmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 238.612 liranın tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davalılar savunmalarında, davacının taşınmazdaki payını haricen satın aldıklarını belirterek bu konuda 2.8.1982 tarihli re'sen satış senedi başlığını taşıyan bir belge ibraz etmişlerdir.
Mahkemece, senedin muhtar ve ihtiyar heyeti tarafından onaylanmamış olduğu gerekçesi ile senet içeriği ve savunma dikkate alınmamıştır.
Tapulu taşınmazın satış vaadi resmi senede bağlanmış olmadıkça geçerli değil ise de, Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına göre taşınmazın harici satışı söz konusu olduğunda, taşınmaza zilyet olan kişi haricen satış sebebi ile ödediği meblağı almadığı sürece taşınmaz üzerinde hapis hakkı vardır ve özellikle ecrimisil davalarında bu suretle taşınmaza zilyet olan kişinin iyiniyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden ecrimisil de söz konusu olamaz.
Bu durum karşısında, davacı sözü edilen belgeyi ve harici satışı kabul etmediği takdirde davalıların bu konudaki delilleri sorularak toplandıktan sonra harici satışın gerçekleşmesi halinde davalıların kötüniyetli şagil sayılamıyacaklarından davanın reddine; aksi halde ve davalıların taşınmazda paylarından fazla işgal ettikleri sabit olacak yer için ecrimisile hükmedilmelidir.
Kabul şekline göre de; davalılar taşınmazların kendileri tarafından narenciye bahçesi haline getirildiğini savunmuşlardır. Tapu kaydına göre de taşınmazların tarla vasfında oldukları dikkate alınmadan bu savunmaya itibar edilmemesi nedeni de açıklanmada taşınmazların narenciye bahçesi olarak getireceği gelir üzerinden ecrimisile hükmedilmiştir. Davacı, hiç katkısı olmadan ve yalnız davalıların emek ve yatırımlarıyla meydana getirilen iyileştirmeden yararlandırılamaz. O nedenle taşınmazların tarla niteliği dikkate alınarak getirebilecekleri gelire göre ecrimisil hesaplanmalıdır.
Yukarıdaki hususlar dikkate alınmadan noksan tahkikatla hüküm verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden iadesine, 17.4.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.