 |
T.C.
YARGITAY
3. Ceza Dairesi
E: 2004/16869
K: 2005/22324
T: 16.11.2005
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- DELİLLERİN TOPLANMASI MUHAFAZA ORMANI
İçtihat Özeti: Suça konu yerin muhafaza ormanı olup olmadığı ve orman tahdit sınırları içerisinde kalıp kalmadığı konusunda, dosyaya yansıyan belgeler arasında çelişki olması nedeniyle; suça konu yerin hukuki niteliğinin şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmesi açısından, konusunda uzman dosyadakilerden farklı üç kişilik orman mühendisi bilirkişi heyeti ile yeniden mahallinde keşif yapılıp, önceden kesinleşen orman tahdit harita ve tutanaklarının o tarihte uygulanan yöntem ve aletlerle mahalline tatbik edilip, sonuç bilirkişilere açıklattırılmalıdır. Bu şekilde hukuki durumun yeniden değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
(5271 s. CMK. m. 67, 83)
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine; ancak:
- Bilirkişiye 16.4.2003 tarihli ek raporu için yemin verilmemesi yahut eski yemininin hatırlatılmaması,
- Orman İşletme Müdürlüğünün 24.7.2001 tarihli yazısında suça konu yerde yapılan orman tahdit çalışmalarının 1938 yılında kesinleştiğinin, suça konu yerin Belgrad ormanları içerisinde kalıp muhafaza ormanı olduğunun bildirilmesine, Belgrad ormanlarının muhafaza ormanı olarak ayrıldığına dair kararın 12.12.1950 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmasına, ayrıca suça konu yerde 1976 yılında 1744 sayılı Yasa uygulamasının yapıldığının anlaşılmasına, yapılan keşif sonucu orman mühendisi bilirkişi Ünal tarafından düzenlenen 15.10.2001 tarihli raporda suça konu yerin 1938 yılında kesinleşen orman tahdit sınırları içerisinde kaldığının belirtilmesine karşın aynı bilirkişi tarafından dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 16.4.2003 tarihli ek raporda suça konu yerin 1976 yılında yapılan 1744 sayılı Yasa uygulamasında orman sınırları içerisinde kaldığının oysa 1938 yılında kesinleşen ilk tahdit çalışmasında orman sınırları dışında olduğunun bildirilmiş olmasına göre, suça konu yerin hukuki niteliği konusunda beliren çelişki karşısında konusunda uzman bir başka üç kişilik orman mühendisi bilirkişi heyeti ile yeniden keşif yapılıp 1938 yılında kesinleşen orman tahdit harita ve tutanaklarının o t arihteki uygulanan yöntem ve aletlerle mahalline tatbik edilerek dava konusu yerin orman sınırları içerisinde kalıp kalmadığı, muhafaza ormanı olup olmadığı tereddüde yer bırakmayacak şekilde bilirkişilere açıklattırılıp sonucuna göre hukuki durumun tayini gerekirken bilirkişinin birbiri ile çelişen ve dosya üzerinden yaptığı inceleme sonucu düzenlediği ek raporu dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi,
Bozmayı gerektirmiş, müdahil vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi (BOZULMASINA), 16.11.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.