 |
T.C.
YARGITAY
3. Ceza Dairesi
Esas No: 1998/8830
Karar No: 1998/9755
Tarih: 26.10.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MERAYA EL ATMA
İŞGAL
GEREKÇELİ VE KISA KARARIN UYUMU AĞAÇLANDIRMA
GİDERİ
KARAR ÖZETİ: 1- Bilirkişilerce Suç konusu evin a) Devlet ormanı, b) Mera, e) Sanığın kendi otlakiyesi içinde kaldığı bildirilerek çelişki oluşması karşısında mahkemece o yerin köy tüzel kişiliğine ait mera tahsis kaydı varsa celbi, amenajman planı, memleket haritası ve hava fotoğrafları getirilip yerinde en az bir imzacı tanık ve 3 kişilik orman kurulu marifetiyle keşif yapılıp bu belgelerin yerine uygulanması, bu yerin temeldeki asıl niteliğinin araştırılarak hukuki durumun belirlenmesi;
2- Kabule göre; belirlenen ağır para cezasının kısa ve gerekçeli kararlarda farklı yazılmaması;
3- Uygulama alanı bulunmayan durumlarda kabul dahi olsa ağaçlandırma giderine hükmedilmemesi gerekir.
(765 s. TCK. m. 513/2,522,)
(6831 s. OK. m. 93/1-2 91/3,5-son)
TCK.nun 513/2, 522, 91/5-son, 647 sayılı Kanunun 4 maddeleri gereğince neticeten ve içtima en 1.710.000 lira ağır para cezası ile mahkumiyetine, cezasının teciline, tazminat, nisbi harç ve yargılama giderinin sanıktan tahsiline, dair mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; gereği görüşülüp düşünüldü;
Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, Ancak;
1- sanığın imzasını taşıyan suç zaptında suç konusu evin devlet ormanı
271 nolu bölme içinde kaldığı yazılı olup 1. keşif sonucu bilirkişi orman mühendisi Hulusi suç konusu evin orman içi açıklığa inşaa edildiğini bu yerin 271 nolu bölmede amenajman planı ve mescere haritasında mera olarak gösterildiğini bildirmesine karşılık fen bilirkişi Tahsin evin sanığın kendi otlakiyesi içinde kaldığını ormanda açma yapamadığı ifade etmiştir. 28.09.1997 tarihinde yapılan 2. keşiften sonra fen bilirkişi ev yapılan yerin 120 tehrir nolu vergi kaydı içinde kaldığını bu yerin 30 senedir sanığın babasının zilyetliğinde olduğunu bildirmiş. Ziraat Teknisyeni Mustafa yerin orman içi bir mera olduğunu ifade etmiştir. Orman İşletme Müdürlüğünün 30.10.1997 günlü yasasında ise 271 nolu bölmenin orman olduğu bildirilmiş. Tapu Sicil Müdürlüğünün 24.07.1997 günlü yazısında ise Tarlacık Köyünde mera kaydına rastlanmadığı ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere bilirkişi raporları çelişkili olup dosya içeriğine göre suç yerinin vasfı tam olarak belirlenmemiştir. Bir yerin mera olup olmadığı belirlenmesinde tapuya kayıtlı olma şart aranmamakla beraber mera vasfının belirlenmesinde 2 önemli unsurun mevcudiyetinin araştırılması gerekmektedir. Bunlardan birincisi yetkili idari merci tarafından o yer köy tüzel kişiliği adına mera olarak tahsis edilmiş midir veya o yer öteden beri köylünün müşterek istifadesinde olan bir yermidir. Bu hususlar yeterince araştırılmamış, memleket haritası, hava fotoğrafları, amenajman planı ehil bilirkişilerce mahalline birlikte uygulanmamıştır. 28.08.1997 günlü keşifte dinlenen bilirkişiler yaşları itibari ile suç yerinin Kadim mera olup olmadığını bilecek durumda da değildir. Bu itibarla; mahkemece öncelikle Kaymakamlıktan suç konusu yer ile ilgili köy tüzel kişiliğine ait mera tahsus kaydı olup olmadığı araştırılıp varsa celbi, ayrıca amenajman planı, memleket haritası ve hava fotoğrafları getirtilip mahallinde imzacı tanıklardan en az birisi de hazır bulundurularak 3 kişilik orman bilirkişi ve tekniğinden anlayan bilirkişiler marifeti ile keşif yapılıp bu belgelerin mahalline uygulanması yerin bilimsel ve teknik özellikleri itibariyle orman sayılan yerlerden olup olmadığı araştırılıp bu yerin temeldeki asıl niteliğinin orman olup olmadığı, orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde yukarıda değinildiği şekilde yerin mera vasfında olup olmadığı üzerinde durulup yaşlı bilirkişi ve şahitlerin bilgisine başvurularak suç konusu yerin vasfı belirlendikten sonra hukuki durumunun tayini gerektiği gözetlemeden bilirkişilerin çelişkili ve yetersiz raporlarına dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre; TCK.nun 513 maddesi uyarınca kurulan hükümde içtima sonucu tayin edilen ağır para cezasının kısa kararda 370.000 lira gerekçeli kararda 360.000 lira olarak gösterilmesi suretiyle hükmün karışıklığa uğratılması,
3- Uygulama alanı bulunmayan durumlarda kabul, dahi olsa ağaçlandırma giderine hükmedilmeyeceğinin dikkate alınmaması,
Bozmayı gerektirmiş, Sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan kazanılmış haklar saklı kalmak kaydı ile hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi (BOZULMASINA), 26.10.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.