 |
T.C.
YARGITAY
3. Ceza Dairesi
E:1989/10885
K:1989/4669
T:27.04.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ORMAN YASASINA AYKIRI DAVRANIŞ
ÖZET: Suç konusu yerin; 1979 Orman Kadastro Komisyonu tarafından orman sınırları dışına çıkartıldığı, Orman İşletme Müdürlüğünün itirazı üzerine Danıştay kararıyla orman sınırları içine alındığı gözönüne alınarak; Danıştay kararından sanığın haberdar olup olmadığı, bu karardan sonra Orman İdaresince aplikasyon işlemi yapılıp yapılmadığı araştırılarak sanığın suç kastı belirlenmelidir.
(6831 s. OK m. 93/2)
Orman Kanununa muhalefetten sanık Mehmet hakkında yapılan duruşma sonunda; anılan Yasanın 93/2; TCK.nun 59. maddeleri gereğince neticeten, 1 yıl 3 ay hapis cezasıyla mahkumiyetine, yargılama giderinin sanıktan tahsiline, mahsulün zoralımına dair, (Dursunbey Sulh Ceza Mahkemesi)nden verilen 4.7.1988 günlü ve 248-343 sayılı hüküm sanık ve müdahil idare tarafından temyiz olunmakla, mahallinden gönderilen evrak C.Başsavcılığı'nın 4.10.1988 günlü tebliğnamesiyle daireye verilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:
Eski açmanın işgali niteliğindeki eylemdetahribat ve buna bağlı olarak ağaçlandırma gideri söz konusu olmadığından tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Davanın dayanağını oluşturan 29.5.1988 günlü suç saptama tutanağında; suç konusu yeri içeren orman alanının 1979 yılında orman kadastro komisyonu tarafından orman sınırları dışına çıkarılmasına karar verildiği, ancak orman işletme müdürlüğünün itirazı üzerine Danıştay kararıyla orman sınırları içine alındığının ve sanığın bu yerde işgal ve faydalanmada bulunduğunun öne sürülmesine, sanığın duruşmadaki sorgu ve savunmalarında üzerine yükletilen suçu reddederek sürdüğü yerin orman dışında kaldığını bildirmesine ve örneği bulunan Danıştay kararının 21.11.1984 tarihinde ittihaz edilmiş olduğunun anlaşılmasına göre; konunun aydınlığa kavuşturulması amacıyle Danıştay 8. Dairesi'nin sözü edilen kararından sanığın haberdar olup olmadığının ve bu karar üzerine orman idaresince mahallinde tahdit sınırlarını gösteren ve belirleyen aplikasyon işlemi yapılmış olup olmadığının soruşturulup sonucuna göre sanığın kastının varlığıda tartışılarak karar verilmesi gerektiği gözetilmeyerek bu yönden eksik soruşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdahil idarenin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı BOZULMASINA, 27.4.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.