Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 2004/2086
K: 2004/2805
T: 8.3.2004

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm manevi tazminat ve tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR :
1- Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayanılarak açılmıştır. ( TMK.md.166/1 ) Toplanan delillere göre: Boşanmaya yolaçan olaylarda; karısını döven ve sadakatsiz davranışları bulunan davacı koca tam kusurludur. Anlaşmalı boşanma ( 166/3 ) koşulları da oluşmamıştır.
Türk Medeni Kanununun 166. maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonra da mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir.
Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166. maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır.
Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır. ( TMK.md.166/2 )
Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Ancak hükmün boşanma yönü temyiz olunmadığından, bozma nedeni yapılmayarak yanılgıya işaret olunmakla yetinilmiştir.
2- Hükmün temyiz itirazları yönünden incelenmesine gelince;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacının delil listesinde gösterdiği tanıkların tamamının dinlenmiş olmasına göre aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
3- Önceki Medeni Kanunumuzdaki kocanın birliğin reisi olduğu, karısının ve çocuklarının iaşesinin ona ait olduğuna dair hüküm ( 743 S. TKM.md. 152 ) 4721 Sayılı yeni Medeni Kanunumuza alınmamıştır. Boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına geçimine ilişkin önlemleri re'sen alacağını belirten 169. maddenin de somut olayda uygulama yeri yoktur. Çünkü toplanan delillere göre; tarafların ikisinin de emekli olduğu, gelirlerinin birbirine yakın bulunduğu ayrıca davacının kirada oturduğu halde davalının kira vermeden oğluna ait evde oturduğu anlaşılmaktadır. O halde; tedbir nafakası isteğinin reddi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 3 nolu bentte gösterilen sebeple tedbir nafakası yönünden BOZULMASINA, temyize konu diğer yönlerin 2 nolu bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 08.03.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini