 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 2004/1686
K: 2004/2636
T: 3.3.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR :
1- Davacı kadının, tarafların reşit çocuğu Alaaddin 'le birlikte açtıkları birleştirilen 2001/841 esas sayılı nafaka davası, 6.11.2001 tarihinde açılmıştır. Alaaddin, 31.01.1983 doğumlu olup, nafaka davasının ikame edildiği tarihten önce reşit olmuştur. Bu çocuğun annesiyle birlikte açtığı nafaka davasındaki nafaka talebi, Türk Kanunu Medenisinin 315. maddesine dayanan yardım nafakası niteliğindedir. Alaaddin 'in bu talebiyle ilgili bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı ise de, bu yön Alaaddin tarafından temyiz edilmediğinden bozma sebebi yapılmamış, yanılgıya işaret edilmekle yetinilmiştir.
2- Kocanın daha evvelce açmış olduğu boşanma davası reddedilmiş, karar 7.7.1999 tarihinde kesinleşmiştir. Red kararının kesinleştiği tarihten itibaren aradan geçen üç yıl içinde müşterek hayatın yeniden kurulamadığı ve tarafların bir araya gelmedikleri toplanan delillerle gerçekleşmiştir.
Bu bakımdan davalı - davacı kocanın 17.07.2002 tarihinde açtığı, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanan birleştirilen boşanma davasının da kabulü gerekirken, şartları oluştuğu halde reddolunması doğru değildir. Ancak, davalı-davacı koca; kadının açtığı boşanma davasında verilen " ... tarafların boşanmalarına .. " dair olan hükmü temyiz etmemiş, bu yönde bir temyiz itirazı ortaya koymamıştır. Bu durumda, kadının davasında verilen boşanmaya dair olan hüküm kesinleşmiş olup, temyiz tarihinde kocanın 166/son'a dayanan boşanma isteminin artık konusu kalmamıştır. Bu bakımdan davalı-davacı kocanın kendi davasında kurulan hükme yönelik temyiz itirazları ile diğer hususlara ait temyiz itirazları yersizdir.
3- Davacı-davalı kadının temyizine gelince;
a) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b) Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. ( TMK. md. 182/2 ) Velayetleri anneye verilen tarafların ortak çocukları 1987 doğumlu Büşra ile 1996 doğumlu Bahattin için iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken, verilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.
c) Davacı-davalı kadın, dava dilekçesinde yoksulluk nafakası da talep etmiştir. Bu taleple ilgili olumlu olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.
4- 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1 maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından ( MK. md. 118-494 ) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını, geçici l. maddesi de; sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli aile mahkemesine devredileceğini hükme bağlamıştır. Karar bozulmakla sonuçlanmamış hale gelmiştir. Bu açıklama karşısında işin görev yönünün de düşünülmesi zorunludur.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün yukarıda 3. maddenin ( b ) ve ( c ) bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.