 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 2003/2492
K: 2003/4868
T: 3.4.2003 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
743/m.613
4722/m.17
743/m.678
KARAR : 4722 sayılı Yasanın 17. maddesi mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirleneceğini öngörmüştür. Miras bırakan Cevat Etim 20.8.2001'de öldüğüne göre sorunun 743 sayılı Medeni Kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmiştir.
Açılmamış bir terekedeki miras payının devri 743 sayılı Medeni Kanunun 613. maddesinde düzenlenmiştir. Miras bırakan henüz hayatta iken onun muhtemel mirasçısı ilerde doğması muhtemel miras hakkını bir başka mirasçıya yahut 3. bir kişiye devretmesi imkan dahilindedir. Beklenen miras üzerinde sözleşme yapılması nisbi bir işlemdir. Temlik olunan hakkın kapsamı belirsizdir. Murisin ne zaman öleceği terekeden hangi malların çıkacağı şüphelidir. Bu nitelikteki miras payının devrine ilişkin sözleşmenin tabi tutulacağı şeklin ne olacağı konusunda da yasada açıklık yoktur. 743 Sayılı Medeni Kanunun karşılığını oluşturan Türk Medeni Kanununun 678. maddesinde de açıklık bulunmamaktadır. Ancak miras payının temliki ile miras taksim sözleşmesine ilişkin ( 743 Sayılı MK. Md.611-612 ) adi yazılı şeklin burada geçerli olduğunun kabulü gerekir. Yazılı şekilde yapılmış olması aktin sıhhat şartıdır. Sözleşme mülkiyetin naklini amaçlamaktadır. Temliki özelliğe sahiptir.
Taraflar sözleşme serbestisi içindedirler. Muhtemel miras ortaklığını, oranını, tasfiye payını dikkate alarak taksim sonunda kendisine isabet edecek kısmın intikalini amaçlamaktadırlar. Beklenen miras hakkının devredilmesinde mirasçının tüm tasfiye payı üzerinde tasarrufta bulunmasına da gerek yoktur. İşlemin tasfiye payının bir bölümünü içermesi de mümkündür. Sözleşme yapısı itibariyle geciktirici şarta bağlıdır. Bu unsur sözleşmenin bünyesinde saklıdır. İçerisinde sulh, satım, trampa, bağış gibi akitler mevcuttur.
Miras bırakan Cevat Etim ölümünden önce eşi ve tüm çocukları ile birlikte 18.3.1983'te miras taksim sözleşmesi başlığı altında bir senet düzenlemişlerdir. Miras bırakanın eş ve çocukları muhtemel terekedeki taşınmazların kime ait olacağının, nasıl kullanılacağını, belirlemişlerdir. Miras paylarını kendi aralarında birbirlerine devretmişlerdir. Yapılan sözleşme, 743 sayılı Medeni Kanunun 613. maddesine uygundur. Gerçekleşen bu durum karşısında davanın reddi gerekirken hukuki nitelemede yanılgıya düşüp, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.
|