 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 2003/14902
K: 2003/16232
T: 03.12.2003 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacının, davalılar aleyhine açtığı davada, küçük Didem K...'in babasının davalıların murisi Hüseyin Ç... olduğunun tesbitine karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dava ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 743 sayılı Türk Medeni Kanunun 298.maddesinde 'Mahkeme, evlilik harcinde bir doğumdan haberdar olduğu veya böyle bir gebilik ana tarafından kendisine haber verildiği takdirde; çocuğun menfaatini siyanet etmek üzere, hemen bir kayyım tayin eder. "Hükmü mevcuttur. 02.05.1960 tarih ve 5/8 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da kanun koyucunun amacının, babalık davasında ananın her zaman çocuğun yararına davranmayabileceği ihtimali gözetilerek anadan başka bir kişi tarafından çocuğun korunması olduğu açıklanmaktadır.
Mahkemece, küçük için kayyım tayin ettirilmesi, davaya katılmasına imkan hazırlanması, davaya katıldığı ve delil gösterdiği takdirde onun da delillerinin toplanması, bütün delillerin birlikte tartışılıp sonucuna göre hüküm tesis olunması gerekirken bu hususlar gözetilmeden tarafların beyanı ile yetinilerek eksik hasım ve eksik inceleme ile karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
Diğer taraftan; Medeni Kanunun 295.maddesi ile "Evlilik haricinde doğan çocuğun anası, babanın hükmen tayini çin dava edebilir. Çocuk da bu hakka haizdir." Hükmü 296, maddesi ile de "Dava, çocuk doğmadan evvel veya doğduğundan itibaren nihayet bir sene içinde ikame olunur." Hükmü getirilmiştir.
Ana ve çocuğun dava hakkı birbirinden bağımsızdır. Babalık davasının açılması için öngörülen süre hak düşürücü süre olup, ana için çocuğun doğum tarihinden, çocuk çin ise kayyımın atanma tarihinden itibaren başlar. (02.05.1960 tarih ve 5/8 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Çocuk için kayyım tayin edilmemişse, çocuk reşit olduğu tarihten itibaren bir yıl içinde babalık davasını kendisi açabilir.
İncelenen dosyada mevcut olan nüfus kayıt örneğinden, küçük Didem Keskin'in 27.08.1994 tarihinde doğduğu, dava tarihine göre bir yıllık sürenin geçtiği anlaşılmıştır. Kayyım tarafından çocuk adına açılan bir dava bulunmamaktadır. Mahkemece resen gözetilecek olan bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra ana tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 427/6.maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonucuna etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi. 03.12.2003
|