 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 2003/12266
K: 2003/13350
T: 13.10.2003 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
4721/m. 241, 301, 321
4722/m. 13
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı ... .... vekilinin, 24.08.2001 tarihli dava dilekçesinde, davacının davalı ile evlilik dışı beraberliğinden 06.10.1999 tarihinde dünyaya gelen Aren'in Medeni Kanunun 241. maddesi gereğince, boşandığı ... ...'ın nüfusuna kaydedildiğini, Edremit Asliye Hukuk Mahkemesinde ... ... tarafından açılan nesebin reddi davasının kabul edildiğinden bahisle, Aren'in babasının ... ... olduğunun tespiti ile davalının nüfusuna kaydedilmesini istediği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 301. maddesinin ikinci fıkrasında, "Babalık davası, Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa Kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir." hükmü mevcuttur.
4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğe ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 13. maddesine göre ise "Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesinden önce açılmış olan babalık davaları, bu kanun hükümlerine göre karara bağlanır."
Mahkemece anılan hükümler gereğince, dava Cumhuriyet Savcısı ile Hazineye ihbar edilmeden eksik hasımla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Türk Medeni Kanununun 321. maddesi ile "Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin; evli değilse ananın soyadını taşır." hükmü getirilmiştir.
Bu nedenle, davalı ... ...'un küçük ... ...'ın babası olduğunun tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken babasının soyadının taşımasını sağlayacak şekilde, baba hanesine kaydedilmesine de karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 13.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|