 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E : 2002/13344
K : 2002/14738
T : 25.12.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- BOŞANMA DAVASI
- KUSURLU EŞİN DAVA AÇABİLMESİ
(743 s. MK/4,134,143)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm manevi tazminat ile nafakalar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
l -Toplanan delillerden; kocanın eşine kötü muamelede bulunduğu, kadının iç çamaşırlarını balkondan diğer eşyalarını da evden attığı anlaşılmaktadır. Kadından kaynaklanan evlilik birliğini temelinden sarsan herhangi bir maddi hadisenin varlığı ispat edilmemiştir.
Bilindiği gibi genel boşanma nedeniyle ilgili Medeni Kanunun 134. maddesinin eski seklinde [ifadesinde] şiddetli geçimsizliğe ilişkin boşanma davası, ilke [unsur] olarak doğrudan kusura dayanmıyor görünse de ikinci fıkrası ile dava hakkını.kusuru olmayan yada, daha az olan tarafa tanımak suretiyle kusuru gizli bir unsur haline getirmiştir. Nitekim ilk bakışta dava hakkına
yönelik görünse de, söz konusu 134. maddenin eski biçiminde, kusura ilişkin hükmün böylesine "katı bir tarzda uygulanması şikayetlerin odak noktasını teşkil etmişti" [3444 sayılı kanunun Hükümet tasarısı 4. madde gerekçesi] İşte bu ve benzer düşüncelerle 3444 sayılı kanun, Medeni Kanunun 134. maddesini değiştirirken, kusur unsurunun boşanmada yarattığı güçlüğü önemli ölçüde hafifletmiş; kusur yerine evlilik birliğinin onarılmaz bir biçimde sarsılmasına önem vermiş, özetle kusurlu eşe de dava açma hakkı tanımıştır.
Ne var ki, bu değişikliği tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz, konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir.
Öyle ise Medeni Kanunun 134. maddesine göre boşanmayı isteyebilmek İÇİn tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır.
Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tesbiti dahi tek başına boşanma karan verebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya defter bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır. (M.K. 134/2)
Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek bo-şunmnya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Ancak bu yön temyiz edilmediğinden bozma nedeni sayılmamış, yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.
2-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve öncelikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre kocanın tüm, kıulının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
3- Tarafların tesbit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne şahsiyet haklarına özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına nazarım kadın yararına hükmolunan manevi tazminat azdır.
Medeni Yasanın 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de nazara alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat (MK. 143/2) takdiri gerekir. Yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz, edilen hükmün 3. bentle gösterilen sebeple manevi tazminat yönünden BOZULMASINA, kararın bozma kapsamı dışında kalan yönlerinin ise ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın kocaya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, temyiz peşin harcının yatıran kadına geri verilmesine, peşin harcın mahsubuna, temyiz peşin harcının yatıran kadına geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 29.12.2002