 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 2002/10807
K: 2002/11861
T: 11.10.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
743/m.376,241,242,298,303
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı Ümmü 8/1/2001 tarihli dava dilekçesi ile 13/3/1994 doğumlu kızı Aybüke'nin nüfus kaydında babası olarak gözüken Beyazıt'ın kızı olmayıp, davalılardan Cihat'ın kızı olduğundan bahisle, davalı Cihat'ın nüfusuna kaydedilerek babalığının tanınmasına karar verilmesini istediği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Dava niteliği itibariyle nesebin reddi ve babalık davası olup, nüfus siciline göre anne ve baba olarak kayıtlı kişilerle çocuk arasında menfaat çatışması vardır ( TKM md.298 ). Küçük Aybüke'nin dava ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 743 sayılı Medeni Kanunun 376. maddesi uyarınca tayin olunacak kayyım ile temsil gerekirken, kayyım tayin edilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
Dosyada mevcut nüfus kaydına göre, küçük Aybüke'nin doğduğu tarihte anne Ümmü'nün davalı Beyazıt ile evli olduğu görülmektedir. Aynı Kanunun 241. maddesi hükmüne göre, Evlilik mevcut iken veya zevalinden itibaren üçyüzgün içinde doğan çocuğun babası kocadır. 242. maddeye göre de, Koca doğduğuna muttali olduğu günden itibaren bir ay içinde çocuğu reddedebilir.
Ana, gebe kaldığı zaman evli idiyse; babalık davası, ancak çocuğun nesebi sahih olmadığına hakim hükmettikten sonra ikame edilebilir. ( TKM.md.303 ) hükümleri mevcut olup, kocanın çocuğun nesebini reddettiğine ilişkin bir iddia ve kararı da dosyada bulunmamaktadır. Dava tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre ana nesebin reddi davası açamaz.
Bu itibarla mahkemece, isteğin reddine karar vermek gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 11/10/2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.