 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E : 2001/1803
K : 2001/2723
T : 19.02.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KARARIN TEFHİNİ
- HÜKÜM SONUCUNUN TUTANAĞA GEÇİRİLMESİ
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
l -Mahkeme hükmünün hukuki varlık kazanabilmesi için onun tefhim edilmesi gerekir. Mahkeme verdiği hüküm ile, hükmü ne şekilde tefhim ettiğim duruşma tutanağına yazmak zorundadır. [HUMK.151/2] Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun, 3156 sayılı kanunla değiştirilen, 381. maddesi, hükümlerin ne şekilde tefhim edileceğini düzenlemektedir. Bu madde hükmüne göre, mahkeme, hazır olan tarafın iddia ve savunmalarını dinledikten sonra yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararı tefhim eder.
#Kararın tefhimi, en az 388. maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur.
#Zorunlu nedenlerle yalnız hükmün sonucunun tefhim edildiği hallerde gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlıyarak onbeş gün içinde yazılması gerekir.
# Bu hükümden anlaşılacağı gibi, mahkeme hükmünü gerekçesi ile birlikte tam olarak yazmış olsa bile, bunu duruşma tutanağına tamamen yazdırması ve okunması gerekir. Zorunlu nedenlerle hükmün gerekçesi ile birlikte tamamen yazılamadığı hallerde mahkeme sadece hüküm sonucunu tefhim etmekle yetinebilir. Hüküm sonucunun ne olduğu ise Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 388. maddesinin 2.fıkrasında belirtilmiştir. Mahkeme " istek sonuçlarından herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde" duruşma tutanağına geçirtip okumadan; "ekli karar tefhim edildi", "gerekçeli kararın mahkeme kaleminden alınmasına" veya benzeri şekilde tutanağa geçirilen beyanlarla hükmü tefhim etmiş sayılamaz.
Mahkemece son oturum tutanağında "* davanın davaya konu ev eşyalarım yönünden kısmen kabulüne ilişkin ekli karar tarafların yüzlerine karşı yasa yolu açık olarak okunup anlatıldı " denmekle yetinilmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 388/11. maddesinde gösterildiği şekilde hüküm sonucunu belirtmeyen böyle bir beyanla hüküm tefhim edilmiş ve hukuki varlık kazanmış sayılamaz. Başka bir anlatımla Hakim Yargılamayı sona erdirdiği oturumda hiçbir karar vermemiştir. Diğer taraftan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428/11.maddesindeki hükmün sonucunu etkilemeyen usul yanlışlıklarının bozma sebebi yapılamıyacağına ilişkin kural, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 381. ve 388. maddesine uygun şekilde duruşma tutanağına geçirilip tefhim edilen hükümlerle ilgilidir. Yukarıda açıklanan nedenler karşısında ortada hukuki varlık kazanmış bir karar mevcut olmadığından anılan 428. maddenin uygulanması da söz konusu bulunmamaktadır. Bu bakımdan yeniden yargılama yapılarak Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 381. ve 388. maddelerinde 10.4.1992 günlü ve 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında gösterildiği şekilde hüküm verilmek üzere temyiz olunan kararın bozulması gerekir.
2- Kabule göre de;
Bilirkişi raporuna atıf yapılarak hüküm kurulmuştur.
#Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388/5. maddesi, hükmün sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer, birer, açık , şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir. Gerekçeli kararın da kısa karara uygun düzenlenmesi zorunludur. (HUMK. m. 381/2).
Dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmıyacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde * hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre de diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 19.02.2001