 |
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2000/6916
K. 2000/8672
T. 26.6.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar aracındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm 3.3,2000 tarihli kararda temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR : Davacı, davalı kocanın yasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini bağımsız ev sağlamadığını, 1994 tarihinde de eşini terk ettiğini belirterek haline uygun bir ev sağlamak üzere davalı kocaya uyarıda bulunulmasını istemiştir.
27.3.1957 günlü 10/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile ihtar kararının temyiz edilemeyeceği belirtilmiş ise de bu düşünce uyarının yapılmasına karar verildiği haller içindir. Zira uyarının yasal koşullan taşıyıp taşımadığı açılacak boşanma davası içinde incelenebilmektedir. Olumlu uyarı kararları için kuşku bulunmamaktadır. Uyarı, Medeni Kanunun 132. maddesine dayalı davanın dinlenebilirlik koşuludur. Bir başka anlatımla uyarı yapılmadan terke dayalı dava dinlenemez. Uyarı isteğinin reddi istekte bulunanı dava açma hakkından yoksun kılar. Hakkın kullanılmasını önleyen nihai bir karar niteliğindedir. Bu itibarla da denetim dışı bırakılması düşünülemez. Uyarı isteğinin reddine ilişkin kararın temyiz edilebilirliğini önleyen açık veya üstü kapalı yasal bir kural da bulunmamaktadır. Bu sebeplerle. Medeni Kanunun 132. maddesine göre vaki uyarı isteğinin reddine dair kararın nihai kararlardan olduğu ve temyiz edilebileceği belirlendikten sonra işin esasının incelenmesine geçildi.
Karı-kocadan herbiri, evlenmenin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmekten kaçınan ve bu amaçla diğerini terk eden veya haklı bir neden olmadan evine dönmeyen tarafa karşı boşanma davası açabilir. Dava hakkı olan tarafın isteği üzerine hakim, diğer tarafı bir ay içinde eve dönmesi konusunda uyarır. ( MK. 132 ) Görüldüğü gibi uyarıda bulunma konusunda karı-koca arasında bir ayrım yapılmamıştır. Diğer yönden istek halinde hakimin uyarı isteğini yerine getirme zorunda olduğu 27 3 1957 gün 10/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı ile de vurgulanmıştır,
O halde davacının uyarı isteğinin yerine getirilmesi, kocaya gerekli uyarının yapılması konusunda karar oluşturulması gerekirken yasal dayanağı olmayan gerekçelerle isteğin red edilmiş olması usul ve yasa hükümlerine aykırıdır.
Belirtilen düşünce 1,4.1982 gün, 2646-3012 sayılı, 28.3.1995 gün 2893-3575 sayılı dair kararlarıyla da vurgulanmıştır.
Buna karşılık 26.5.1987 gün 3049-4800 sayılı ve 23.10.1998 gün 9769-11338 sayılı kararla daire ihtar isteğinin reddine ilişkin kararların kesin olduğu temyiz kabiliyetlerinin bulunmadığı görüşü benimsenmiş ise de, yerleşmiş daire içtihadı niteliğinde olmayan bu düşüncede ısrar edilmemiş, vazgeçilmiştir.
O halde davacının temyiz isteğinin reddine ilişkin 3.3.2000 tarihli ek kararın kaldırılması esasa ilişkin red kararının belirtilen nedenlerle bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ : Temyize konu 3,3.2000 tarihli temyiz isteğinin reddine ilişkin kararın bozulup kaldırılmasına ve Medeni Kanunun 132. maddesi çerçevesinde vaki uyan isteğinin reddine ilişkin hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 26.6.2000