 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 2000/6094
K: 2000/6436
T: 16.5.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
743/m.148,311,312,313
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR :
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Tanıma veya babalık davası sonunda nesebi babaya karşı belli olan çocuğun anaya veya babaya verilmesi mümkündür ( MK. md. 311-312 ). Velayetin babaya verilmesi halinde ananın çocukla şahsi ilişki kurma hakkı bulunduğu Medeni Kanunun 313. maddesinde açıkça gösterildiği halde, velayetin anaya verilmesi halinde babanın çocukla şahsi ilişki kuracağı yönünde bir hüküm olmaması düşünülemez.
Aksi düşünce çocuğun fikri ve bedeni gelişmesine menfi etki de bulunabileceği gibi, 4438 sayılı kanunla onanan Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 7. maddesinde yer alan "çocuk... mümkün olduğu ölçüde ana-babasını bilme ve onlar tarafından bakılma hakkına sah olacaktır" hüküm ile de bağdaşmaz. Aynı sözleşmenin 9/3. maddenin de "Taraf devletler... çocuğun... ana babasının ikisiyle de düzenli bir biçimde kişisel ilişki kurma ve doğrudan görüşme hakkına saygı gösterirler" hüküm böyle bir boşluğa cevaz veremeyecek niteliktedir.
Şu halde Medeni Kanunun 148 ve 313. maddeleri hükümleri .. uygulanarak evlilik dışı ilişkiden doğan ve baba ile nesep bağı tanıma veya babalık hükmü ile oluşan çocuğun velayetinin anasına bırakılması halinde babası ile uygun kişisel ilişki kurulması gerektiği ( Y. 2. HD.'nin 21.11.1995 tarihli, 10018-2567 sayılı, 18.9.1992 tarihli 7542-8176 sayılı kararları ) düşünülmemesi doğru değildir.
SONUÇ : Hükmün 2. bentte açıklanan sebeple BOZULMASINA, Mehmet'in sair temyiz itirazlarının REDDİNE, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi 16.5.2000