 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 2000/15373
K: 2000/15682
T: 11.12.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- VASİNİN YETKİLERİ
- VASİNİN YETKİ AŞIMININ İNCELENMESİ
- GÖREVLİ MAHKEME
Karar Özeti: Vasinin mahcur üzerinde himaye ve müzaharet yetkisi vardır. Bu yetkinin aşılıp aşılmadığını inceleme görevi Sulh Mahkemesine ait olup, Sulh Mahkemesinin kararına karşı itirazı inceleme yetkisi ise Asliye Mahkemesidir.
(743 s. MK. m. 328, 404, 477, 478)
(1086 s. HUMK. m. 76)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı dava dilekçesinde, babası Ali'nin davalının vesayeti altında bulunduğunu, kendi yanında otururken, vasinin babasını halen bilmediği bir adrese taşıdığını, vaki talebe rağmen babasını göstermediğini, onunla temasını kasıtlı olarak kestiğini, mahcurun oğlu davacı ve ondan olma torunlarını görmesinin engellendiğini ileri sürüp "kişisel ilişki kurulmasına" karar verilmesini istemiştir.
Dava dilekçesi başında "Davalı: Fatma, Ali vasisi" denmek suretiyle davanın Fatma'nın vasilik sıfatından kaynaklandığı açıkça belirlenmiştir.
Davacının da babası olan Ali'nin 21.7.1991 tarihli ilamla Medeni Kanunun 355. maddesi uyarınca hacir altına alındığı ve davalı kızı Fatma'nın vasi tayin edildiği anlaşılmaktadır.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 76. maddesi uyarınca hakim, tarafların tevsif ve uygulanacak hukuk bakımından açıklamaları ile bağlı olmayıp resen Türk Kanunları uyarınca karar verir. Bu sebeple öncelikle davayı hukuki tabana oturtabilmek için vesayet altında bulunan kişilerin yakınları ile görüşmek gibi davranışlarına vasilerinin etkisini ve bu yetkisinin vesayet kurumu içindeki kaynağını ortaya koymak gerekir.
Vasinin görevleri Medeni Kanunun 389 ve müteakip maddeleri ile Türk Medeni Kanunun velayet, vesayet ve miras hükümlerinin uygulanmasına dair Tüzüğün 6. ve müteakip maddesinde gösterilmiştir. "Vasi, mahcuru HİMAYE, şahsi muamelelerinde ona MÜZAHARET ve icabı halinde bir müesseseye konulmasını temin eder "(MK.390) "....vasi, bütün tasarruflarında küçüğü (vesayet altındaki kişiyi) temsil eder" (MK. 391) "vasi.... vesayet altındaki kimsenin mallarını müdebbir müdür gibi idare eder. Vasi.... senede bir kere mahkemeye arz etmek üzere hesap tutmaya mecburdur..." (MK. 397).
Bu hükümlerde görüldüğü gibi vasinin mahcur üzerindeki kanuni yetkisi Himaye ve müzaharet olarak özetlenebilir. Şu halde vasi ve vesayet idaresi vesayet altındaki kişinin özel durumunun gerektirdiği tüm önlemleri almak ve işlemleri yapmak zorundadır. Hatta kanunda açıkça belirlendiği üzere vasi icabı hale göre onu bir müesseseye koyabileceği gibi, sağlığının bedeni ve ruhi bütünlüğünün korunması; başkalarına zarar verilmemesi amacıyla görüşeceği kimseleri ve gidebileceği yerleri belirleme yetkisine de sahiptir (MK. 328, TCK.473). Ancak vasi bu yetkilerini kullanırken halin icabını aşan tutum ve davranışlardan kaçınmak insan onuru ile bağdaşmayan tedbirleri almamakla da yükümlü olmalıdır (TCK. 477, 478).
"....Herhangi bir alakadar, vasinin tasarrufu aleyhine, Sulh mahkemesine şikayet edebilir" (MK. 404, Tüzük Md. 25)
Tüm bu açıklamalardan anlaşılacağı gibi davacının iddiası davalının vesayeti altında bulunan kimseye karşı haiz olduğu yetkinin aşıldığı noktasındadır. Şu halde iddiayı inceleme görevi Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 404/1. maddesi uyarınca öncelikle Sulh Hakimine ait olup, ancak onun oluşturacağı bir karara karşı Asliye Hakimine itiraz edildiği (MK. 404/2) taktirde Asliye Hakiminin iddiayı inceleyebileceği düşünülmeden, kanuni dayanağı ve yeterli gerekçesi açıklanmadan davacı ile mahcur arasında şahsi ilişki kurulmasına karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
Sonuç: Hükmün açıklanan sebeple (BOZULMASINA), bozma sebebine göre sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 11.12.2000 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Bir dava, Asliye Mahkemesinde hükme bağlandıktan sonra davanın Sulh Mahkemesinin görevi içinde olduğundan bahisle üst mahkemede itirazda bulunamaz (HUMK.7/son).
Asliye mahkemesinde açılan, davaya görev itirazı ileri sürülmemiştir. Asliye Mahkemesi kararının bu nedenler yönünden incelenmesi gerekir. Sayın çoğunluğun oluşan görüşlerine katılmıyorum.
Nedim TURHAN
Üye
MUHALEFET ŞERHİ
Dava davacının kan bağı nedeniyle babası kişisel ilişkisine engel olduğu gerekçesiyle vasiye karşı açılmıştır. Ancak davacı vasinin görüşmesi engel olduğunu kanıtlayamamıştır. Davanın reddi gerektiği kanaatiyle değerli çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
A. İhsan ÖZUĞUĞUR
Üye