 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/6627
Karar no: 1999/7164
Tarih: 22.6.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
743/m.298,295,296,297,291,306,312
1587/m.20/4
DAVA VE KARAR: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ KARARI:
Davacı Selvi davalı ile evlilik dışı ( resmi nikah olmadan ) ilişkisinden doğan Nilay’ın velayetinin kendisine verilmesini ve davalıdan 15.000.000 TL. nafaka alınmasına karar verilmesini istemiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeblere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının tedbire yönelik temyiz itirazları yersizdir.
2-“Mahkemece, evlilik haricinde bir doğumdan haberdar olduğu veya böyle bir gebelik ana tarafından kendisine haber verildiği takdirde çocuğun menfaatlerini siyanet etmek için hemen kayyım tayin eder” ( MK.298/1 ) Kanunun hakime yüklediği bu görevin gereği yapılmadan hüküm kurulması doğru değildir.
3-“Evlilik haricinde doğan çocuğun anası babanın hükmen tayini için ikame-i dava edebilir. Çocuk da bu hakkı haizdir...” ( MK.295 )
“Dava anne ve çocuk lehine babanın nakdi tediyatta bulunması ( tabii babalık ) olabileceği gibi kanunun tayin ettiği hususlarda, bu taleple birlikte veya ayrıca babalığın ahvali şahsiyeye müteallik bütün netayici ile hükmen tayinine dairde olabilir. Çocuk babası tarafından tanınmış...olsabile; ona nakdi tediyat davasında bulunabilir. Çocuk baba tarafından tanınmış veya babalık hükmü lahik olmuş ( oluşmuş ) ise velayetten mütevellit borçların edası çocuğa yapılması lazım gelen tediyat yerine kaim olur” ( MK.297 )
“Babalık davasının subutu halinde hakim ana ve babasının içtimai vaziyetlerine göre çocuğa bir nafaka bağlar. Babanın tediyesiyle mükellef tutulacağı nafaka, her halde çocuğun iaşe ve terbiyesine muktazi masraflara adilane bu iştirak teşkil edecek miktarda olmalıdır. Nafaka çocuk onsekiz yaşını bitirinceye kadar ve hakimin tayin edeceği zamandada peşin olarak verilir...” ( MK.306 )
Çocuğun Medeni Kanunun 291. maddesi çerçevesinde davalı tarafından tanındığı yönünde bir belge ortaya konmamıştır. Bu davada çocuğun babası olmadığı yönünden davalının niza çıkartmamış olması kamu düzenine ilişkin ve şekle bağlı olan hesap konusunda davalının tanınmasının gerçekleştiğini göstermez.
Şu halde mahkemece yapılacak iş;
a ) Küçük Nilay’ın Nüfus Kanunun 20/4. maddesi uyarınca öncelikle annesi davacının nüfus siciline yazımını sağlamak,
b ) Yukarıda açıklanan Medeni Kanunun 298. maddesi uyarınca küçüğe bir kayyım tayini için durumu yetkili sulh hakimine ( MK 376 ) bildirmek. Kayyım tayini üzerine kayyımın bu davaya katılması veya ayrı bir babalık davası açması halinde o davayı bu dava ile birleştirmek kayyımın da delillerini toplamak,
c ) Kayyım tayininden itibaren Medeni Kanunun 296. maddesinde gösterilen hak düşürücü süre geçmesine rağmen kayyımın bu davaya katılmaması, ayrı bir babalık davası açmaması halinde başka bir ifade ile Medeni Kanunun 298. maddesinin 2. fıkrasında ifade edildiği üzere “babalık davası bittiği veya ikamesi için muayyen müddet geçtiği takdirde mahkeme, çocuğun ana veya babanın velayeti altında bırakılmasını faydalı görmezse kayyım yerine bir vasi nasbeyler.”
d ) Çocuk babası tarafından tanınmış veya gösterilen deliller çerçevesinde davalının babalığı tahakkuk ederse Medeni Kanunun 312. maddesi uyarınca velayetin kime verileceği ve Medeni Kanunun 306. maddesi uyarınca nafaka yönünde bir karar ittihaz eylemekten ibarettir.
4- Çocuğun doğum tarihi sağlıklı bir şekilde tesbit edilip, davacının açtığı ve Medeni Kanunun 306. maddesine dayanan bu davanında Medeni Kanunun 296. maddesinde gösterilen hak düşürücü sürede açılıp açılmadığının belirlenmeden esas hakkında karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Hükmün açıklanan sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi.