 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E : 1999/12808
K : 1999/117
T : 26.1.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen murafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün duruşmalı temyiz eden Garip D... vekili Av.Suna ileri geldi. Karşı taraf temyiz eden Hülya D... tebligata rağmen gelmediler. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle çocuğun yaşına göre ananın olumsuz davranışlarını anlıyacak durumda olmamasına göre kadının tüm kocanın aşağıdaki bentin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Taraflar aynı şehirde oturmaktadır. Tayin edilen kişisel ilişki analık ve babalık duygularını tatmin edecek ve çocuğun bedeni ve fikri gelişmesini engellemiyecek nitelikte olmalıdır. Bu yön göze önüne alındığında çocukla baba arasında sadece bayramlarda kişisel ilişki tayini azdır. Daha uygun sürelerdi gerektiğinin nazara alınmaması doğru görülmemiştir.
3-Ziynet eşyası yönünden temyize gelince;
Kanunda aksi öngörülmedikçe kural olarak herkes iddiasını ispatla yükümlüdür(M.K.6). Ancak iddialar karşılaştığında kimin ispat yükü altında bulunduğunun tespiti her zaman kolay olmamaktadır. Bunun için gerek ilmi gerekse kazai içtihatlarda bir takım ölçülere yer verilmiştir.
a) Hemen bütün ilim adamlarının birleştiği ve Yargıtay uygulamasında kararlılık ifade eden ölçüye göre, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunana düşer (Prof. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1968,sn. 372; Prof. İlhan Postacıoğlu, Medeni Yargılama Usulü, 1970,sh.464; Prof.Necip Bilge, Hukuk Yargılamaları Usulü,1967, sh.449; Prof.Sabri Şakir Ansay Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1957,sh.248-249; Prof.Saim Ustündağ Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1973, sh.378; H.G.K.nün 19.7.1967 gün ve 239-340 sayılı, 7.6.1974 gün ve 1972/84 sayılı kararları; Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 6.6.1983 gün ve 4936-5076 sayılı kararı).
b) ileri sürdürdüğü bir vakıadan lehine haklar çıkaran kimse iddia ettiği olayları ispat etmelidir(P rof.Saim Üstündağ,Age . 1973 sh.397).
c) İspat yükü daha kolay başarana düşer (Prof. Saim Üstündağ, Age, Federal Mahkeme Kararına atfen).
Davacı ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadın üzerinede olması yada evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunmasıdır. Diğer bir deyimle bunların davalı tarafın zilyetlik ve siyanetine terk edilmiş olması olağana ters düşer.
Diğer taraftan söz konusu eşya rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nevidendir. Onun için evden ayrılmayı tasarlıyan kadının buneları önceden götürmesi gizlemesi her zaman mümkündür.
Davacı dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken buneların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, isbat yükü altındadır.
Olayda kadın, dava konusu ziynet eşyasının, götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındı ğ in ı,daha öncede götürme fırsatı elde edemediğini ispat edememiştir. Buna rağmen yukarıda yazılı ilkelerde hataya düşülerek hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
4-Eşyalara yönünden;
Davanın kabul edilen bölümü yönünde değerleri ayrı ayrı gösterilmemişdir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388/5. maddesi, hükmün sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer, birer. açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir. Gerekçeli kararın da kısa karara uygun düzenlenmesi zorunludur. (HUMK. m. 381/2).
Dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins. nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmıyacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3 ve 4, bendinde gösterilen sebeple BOZULMASINA, kadının tüm kocanın diğer temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte gösterilen gerekçe ile REDDİNE, duruşma için takdir olunan 20.000.000 lira vekalet ücretinin Hülya'dan alınıp Garip'e verilmesine, aşağıda yazılı harcın davalıya yükletilmesine peşin harcın mahsubuna, temyiz peşin harcının yatıran davacıya geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 26.1.1999 (Sa)