 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/8358
Karar No : 1998/9790
Tarih : 24.9.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ
HARÇ İKMALİ
YOKSULLUK NAFAKASI
İŞTİRAK NAFAKASI
KARAR ÖZETİ: Davaya bağlı olarak açılan karşılık dava asıl davadan tefrik edilmedikçe her iki dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir.
Davada istenen tazminat miktarı üzerinden nisbi harcın tamamlattırılması zorunludur. Yoksulluk nafakası isteğe bağlı olup talep olmadan hükmedilemez.
İştirak nafakası velayet hakkındaki hükmü kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olur.
(743 s. MK. m. 143, 144)
(1086 s. HUMK.m. 195, 203)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm nafaka, tazminat yönleri temyiz edilmekle, evrak okunup gereği düşünüldü.
1-Kocanın açtığı boşanma davası üzerine kadın da süresinde karşılık dava açmıştır (HUMK md. 195-203). Karşılık dava tefrik edilmediğine göre asıl ve karşılık dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Ancak; bu yön temyiz edilmediğinden bozma sebebi kabul edilmemiş, yanlışlığa işaret edinilmekle yetinilmiştir.
2-a) Davalı Medeni Kanunun 143/1. maddesi gereğince bir milyar lira, annesinin katkısı sebebiyle birmilyaryüzmilyon lira, kocasına verdiği altınlar sebebiyle de yediyüzmilyon lira tazminat istemiştir. Medeni Kanunun 143/1. madde dışında kalan tazminat için nisbi harcın ikmal edilmesi zorunludur. Bu yönün gözetilmemesi isabetsizdir.
b)Davalının (kadının) istediği tazminatlar hakkında gerekçeleri ayrı ayrı gösterilip hüküm oluşturması gerekir. Yazılı şeklide toplam tazminat takdiri de yerinde değildir.
3-a) Medeni Kanunun 144. maddesinde ifadesini bulan yoksulluk nafakasının isteğe bağlı olduğu gözetilmeden (HUMK md. 74), istek miktarı açıklattırılmadan, kadının boşanma sonucu yoksulluğa düşüp düşmediği araştırılmadan ve ayrıca yoksulluk nafakasının boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olacağı düşünülmeden karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
b)İştirak nafakasının ise, velayet hakkındaki hükmün kesinleştiği tarihten geçerli olacağının gözetilmemesi de doğru değildir.
4-Kabule göre de;
a)Medeni Kanunun 143/1. maddesine göre hükmedilen maddi tazminat, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihte muaccel hale gelir. Bu husus dikkate alınmadan dava tarihinden geçerli faiz taktir edilmesi yanlıştır.
b)Davacının annesinin hayatta olduğu anlaşılmaktadır. Kayınvalidenin kocaya (damada) yapmış olduğu yardımın, kadın tarafından istenmesine imkan bulunmamaktadır. Açıklanan yön üzerinde durulmaması da usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün ikinci maddenin (a) ve (b) üçüncü maddenin (a) ve (b) bentlerinde açıklanan sebeplerle, (BOZULMASINA), kararın bozma kapsamı dışında kalan yönlerine ilişkin temyiz itirazlarının ise (REDDİNE), temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, 12.9.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.