 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/8156
Karar No : 1998/9899
Tarih : 30.9.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Tebligat yasasının 20, 21 ve özellikle tüzüğün 28.maddesi uyarınca muhatap ve muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan herbiri gösterilen adreste bulunmaz iseler tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek, beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekir. Gösterilen şekil geçerlilik koşuludur. (Y.H.G.K.nun 29.12.1993 tarihli 1993/18-778-876 sayılı kararı) Olayımızda muhatabın ne sebeple adreste bulunmadığı tespit edilmemiştir. Bu hali ile temyiz eden davalıya kararın tebliğine ilişkin tebligat geçersiz olup davalının beyanı dikkate alınıp Tebligat Kanununun 32.maddesi uyarınca belirlenen karar tebliğ tarihine göre temyiz süresinde kabul edilmiştir.
Dava dilekçesinin ve duruşma günün davalıya tebliğine ilişkin belgede de aynı eksiklikler bulunmamaktadır.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 73.maddesi gereği yasanın belirlediği ayrıcalık durumlar dışında hakim iki tarafı usulüne uygun olarak çağırmadan, iddia ve savunmalarını yasal koşullara uygun olarak bildirmek için davet etmeden hüküm kuramaz.
Bu kurallara uyulmaması savunmanın kısıtlanması sonucunu doğurur. Esaslı bir usul hatası olan bu durum ise hükmün bozulmasını gerektirir.
SONUÇ : Hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 30.9.1998 (Çar)