Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/13708
Karar No : 1998/1061
Tarih : 15.2.1999

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
BOŞANMA DAVASI
ÜÇ YILLIK SÜRE
TEBLİGATIN GEÇERLİLİĞİ
KARAR ÖZETİ: Medeni Kanunun 134/4 maddesi uyarınca boşanma kararı verebilmesi için boşanma sebeplerinden herhangi birine dayanılarak açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu hükmün kesinleştiği tarihten itibaren üç yıl içinde ortak hayatın yeniden kurulmamış olması gerekir. Bu itibarla red/e sonuçlanan boşanmaya ilişkin kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunun 21. maddesiyle tebligat tüzüğüne uygun olarak tebliğ edilmesi, kararın kesinleşip kesinleşmediğinin buna göre saptanması zorunludur.
(743 s. MK. m. 134/4)
(7201 s. Tebligat K. m. 21)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
 
Dava; Medeni Kanunun 134/4. maddesine dayanmaktadır.
 
Boşanma sebeplerinden herhangi birine dayanılarak açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu hükmün kesinleştiği tarihten itibaren üç yıl geçmesi halinde, ortak hayat herne sebeple olursa olsun, yeniden kurulamamışsa eşlerden birinin isteği üzerine boşanma kararı verilir. Daha önce boşanma sebeplerine davalı bir davanın açılmış ve redle sonuçlanmış olması, o kararın kesinleşmesi ve evlilik birliğinin yeniden kurulmadığı olguları sabit olmadan boşanma kararı verilemez. Hakim bu şartların sübuta erip ermediğini görevi gereği kendiliğinden dikkate almak zorundadır (Y. 2. H.D~nin 3.6.1994 tarihli 4674-5444 sayılı ve 29.12.1997 tarihli 12692 - 14130 sayılı kararları).
 
Bir kararın kesinleşmiş sayılabilmesi için öncelikle o kararın ilgililerine usulüne uygun tebliğ edilmesi gerekir. Tebligatın yapılış biçimi 7201 sayılı Kanunla belirlenmiştir. Kanunda gösterilen şekil geçerlilik koşulu olup Hakim görevi gereği kendiliğinden (resen) gözetmek zorundadır (YHGK 29.12.1993 tarihli 1993/18-776-876 sayılı Y. 2 H.D.nin 7.3.1 997 tarihli 1283 - 2534 sayılı kararları).
 
Olayda çözümlenmesi gereken sorun, davacının daha önce açtığı ve redle sonuçlanan davaya ait kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilip edilmediğidir.
 
Tebligat Kanununun 16 ve Tüzüğün 22. maddesinde muhatapla kendisine tebliğ yapılacak kimse adreste bulunmazsa kendisi ile birlikte oturan aile efradından veya hizmetçilerden birine tebliğ evrakının verilebileceği hükme bağlanmıştır. Bu gibi halde tebligatın verildiği kişinin muhatapla yakınlığı, o adreste oturup oturmadığı mutlaka sorulup tebliğ belgesine yazılmalıdır. 21. maddede kendisine tebligat yapılarak kimse veya muhatap namına kendisine tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbirisinin gösterilen adreste bulunmamaları veya tebellüğden imtina etmeleri durumunda yapılacak işlemler açıklanmıştır. Madde dikkatlice incelendiğinde burada iki ayrı halin birlikte düzenlendiği görülecektir. Bunlardan birincisi kendisine tebligat yapılacak kimse veya muhatap adına tebligatı kabul edebilecek olanlardan (muhatapla birlikte oturan ailesi efradı daimi memur veya müstahdemi. vs.) hiç birisinin gösterilen adreste bulunmaması, diğeri ise adı geçenlerin tebellüğden imtina etmeleri hususlarıdır.
 
a) Tebellüğden imtina edilmesi (kaçırılması')
 
Muhatap veya onun adına tebligatı alabileceği yasada belirlenenlerin, tebliğ, tebliğ evrakını almakta imtina etmeleri halinde ne şekilde işlem yapılacağı 21. maddeye paralel olarak tüzüğün 30. maddesinde düzenlenmiştir.
 
Buna göre ilgilinin adreste bulunmasına rağmen tebliğ evrakını almak istememesi, işi sürüncemede bırakıp keyfiliğe yol açacağından bir başka deyişle; tebliğ işlemi muhatabın rızasına terk edilmiş olacağından bu gibi hallerde Tüzüğün 30. maddesi hükmüne göre.... tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti ve meclisi azasından birine veyahut zabıta amir veya memuruna imza mukabilinde teslim eder. Tebliğ memuru tüzüğe ekli iki numaralı örneğe uygun olarak düzenlenen ihbarnameyi gösterilen adresteki kapıya yapıştırır. Durumu muhataba duyurmasını mümkünse en yakın komşularından birine varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir.
 
Görüldüğü üzere tebellüğden çekinme halinde muhatap veya onun adına tebliğ yapılabilecek kimselerin tebligat adresinde bulunmaları sebebiyle yapılacak işlem, Tüzüğün 30. maddesinde belirlenenden ibarettir. Tebligat parçasının incelenmesinde tebellüğden imtina edildiğinin açıklanmış olması halinde maddede yazılı olanlara tebliğ evrakının bırakılıp bırakılmadığının, iki numaralı fişin kapıya yapıştırılıp yapıştırılmadığının ve en yakın komşuya veya yöneticiye yada kapıcıya haber verilip verilmediğinin denetlenmesi sonucunda Hakim tebligatın geçerli olup olmadığını tesbit edecektir.
 
b) Adreste bulunulmaması; Muhatabın adreste bulunmaması halinde PTT Memurunun ne şekilde davranacağı tüzüğün 28. maddesinde yazılıdır. Buna göre muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu ve meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurları ndan tahrik ederek beyanları nı tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması imzadan çekilmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir. Muhatap ölmüşse veya gösterilen adresten devamlı olarak ayrılmış ve yeni adresi de tebliğ memurunca tesbit edilmemişse tebliğ evrakı çıkaran mercie geri gönderilir.
 
Tebligat görevlisinin tebligat adresince hiç kimseyi bulamaması ve kendilerine tebligat yapılabilecek kimselerin de o adresi terk etmeleri durumunda bu adres tebliğ mazbatasındaki mahsus yerine ve tebliğ evrakındaki adresin bulunduğu tarafa yazılır. Eski adresin üzeri çapraz vari bir biçimde çizilir. Yeni adresin tebliğ memurunun tevzi bölgesi içerisinde olması halinde tebligat bu adrese yapılır. Yeni adresin aynı PTT merkezinin diğer bir dağıtım bölgesinde veya başka bir PTT merkezinin mıntıkası içinde bulunması durumunda ise tebliğ evrakı 'yeni adrese tebliğin sağlanması için tebliğ memuru tarafından bağlı olduğu merkeze geri verilir.
 
Muhatabın veya onun adına kendisine tebligat yapılabilecek olanların adreste bulunmamaları halinde, tebliğ memuru adreste neden bulunulmadığını bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar ihtiyar kurulu ve meclis üyeleri zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak tevsik etmesi gerekir.
 
Burada Tüzüğün 28. maddesi PTT memuruna ilgilisinin neden adreste bulunmadığını tahkik etme görevini yüklemiştir. PTT memuru bu tahkikatın sonucunu tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği için beyanı alınana imzalatacaktır. Ancak bu suretle yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir. Muhatabın adreste bulunmamakla beraber, orada ikamet ettiği, fakat tevziat saatlerinden sonra adrese geldiği beyan edilirse, bu takdirde 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması, komşuya haber verilmesi ve tebliğ evrakının zabıtaya veya muhtara bırakılması işlemlerine geçilebilecektir.
 
Bu itibarla; Tüzüğün 28. maddesinde yazılı olan ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle muhatabın (yada muhatap namına tebligatı alabilecek olanların) bu adreste bulunduğu tevsik edilmeden Tebligat Kanunun 21. maddesine göre yapılan tebliğ.işlemi geçersizdir.
 
Özetlenecek olursa Tebligat Kanunun 21. maddesine göre yapılacak tebliğ işleminin geçerliliği PTT memurunun yapacağı tahkikata göre muhatabın bu adreste bulunduğunun tespitine ve bu işlemi tebligat parçasına yazarak maddede belirtilen kişilere imzalatmasına bağlıdır. Gerekli tevsik işlemi hakimin denetimini sağlayacak ve muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacaktır.
 
21. Maddeye göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi iki numaralı fişin (ihbarnamenin) kapıya yapıştırıldığı tarihtir (Madde 21/son cümle). Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi PTT memurunun yukarıda yazılı araştırmayı mutlaka yapmasına ve muhatabın o anda adreste olmamakla birlikte tevziat saatlerinden sonra geldiğinin tevsik edilmesine bağlıdır. Eğer açıklanan durumu beyan eden ilgililer imzadan çekinirlerse PTT memuru çekinme nedeniyle araştırma sonucunu kendisi imzalamakla yetinecektir.
 
Bu ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 13.10.1965 gün ve 2/793-360 sayılı ve 16.9.1981 tarih ve 7/2371 - 604 sayılı 15.2.1995 tarihli 18/890-79 sayılı kararlarında da aynen benimsenmiştir.
 
Redle sonuçlanan boşama davasına ilişkin davalıya yapılan karar tebliğinde tebligat yapılan komşunun ismi yazılmadığı gibi davalının o adreste oturup oturmadığı, bulunmama sebebi de yazılmamıştır. Davalının Tebligat Kanunu 32. maddesi çerçevesinde bir beyanı da bulunmadığından bu hali ile tebligat 7201 sayılı Kanunun 21. maddesi ile tüzüğe aykırı olup geçersizdir. Sonuç olarak red kararı kesinleşmediğinden Medeni Kanunun 134/Son maddesi koşulları oluşmaz. Davanın reddi gerekirken yargılamaya devam olunup yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
 
Sonuç: Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple (BOZULMASINA), bozma sebebine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, 15.2.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini