 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E. 1997/3065
K. 1997/4332
T. 17.4.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TEREKENİN BORCA BATIK OLDUĞUNUN TESPİTİ
YETKİLİ MAHKEME
KARAR ÖZETİ : Kanunda bu dava bakımından özel yetki tayin olunmamıştır. Yetki konusunun HUMK.nun 9. maddesindeki genel yetki kuralına göre belirlenmesi gerekir. Buna göre terekenin borca batık olduğunun tespiti hakkındaki davada yetkili mahkeme; davalının, yani tereke alacaklısının davanın açıldığı zamandaki ikametgâhı mahkemesidir.
(1086 s. HUMK. m. 9)
(743 s. MK. m. 545)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda, mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
İstek terekenin borca batık olduğunun tesbitine ilişkindir (MK. 545). Kanunda bu dava bakımından özel yetki tayin olunmamıştır. Dava, Medeni Kanunun 518 ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 11. maddesinde sayılan davalardan da değildir. 0 halde, yetki konusunun Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 9. maddesindeki genel yetki kuralına göre belirlenmesi gerekir. Buna göre, terekenin borca batık olduğunun tesbiti hakkındaki davada yetkili mahkeme; davalının, yani tereke alacaklısının davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir (Yargıtay 2. HD.'nin 6.7.1973 tarihli, 4596-4438 sayılı ve 17.10.1980 tarihli, 9584-8233 sayılı kararları). Yetki uyuşmazlığının buna uygun çözülmesi gerekirken, olayın özellik ve niteliğine uymayan amaç vedüşüncelerle yetkisizlik kararı verilmesi doğru değildir. Öte yandan, kanunun açıkça belirlediği kesin yetki kuralları dışında, yetki ilk itirazı (HUMK. 187) cevap süresi (HUMK. 195) içinde, doğru bir şekilde (HUMK. 23) ortaya konmadıkça dinlenemez. Davalının süresinde olmayan yetki ilk itirazı ve yetkili mahkemenin doğru gösterilmeyişi de (HUMK. 23/son) gözardı edilerek dava dilekçesinin yetki yönünden reddi ve yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Hükmün açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, 17.4.1997 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Terekeye ilişkin yetkili mahkemenin belirlenmesi, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 11 ve 518. maddeleri ile değinilmiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 11/2. madde tereke aleyhine açılan tüm davaların Medeni Kanunun 518. maddesi ile ölüme bağlı kazandırmalar, iptal ve tenkis, mirasın paylaştırılması, miras sebebiyle istihkak davalarının miras bırakanın son ikametgahı mahkemesinde görüleceğini kesin yetki kuralı koyarak belirlemiştir.
Terekenin borca batık olması nedeniyle red, biri tesbiti diğeri yenilik doğuran iki ayrı hükmün oluşmasını sağlar. Bunlardan tesbiti içeren bölüm tamamen terekenin özünü ilgilendirir. Bu yönü ile yetkili mahkemenin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 11/2. maddesi gereği miras bırakanın son ikametgahı mahkemesinde görülmesini gerektirir. Yenilik doğuracak mirasın reddinin tescilinde terekenin alacakları söz konusudur. Bu durumda alacaklılardan her hangi birinin ikametgahının seçimi mirasın reddinin tescilini isteyen mirasçıya bırakılmaktadır. Değişik mekanlarda bulunan alacaklıların kendileri için uygun olmayan bir mahkemede yargılamaya zorlanmaları yasal amaca uygun değildir. Yetkili mahkemenin miras bırakanın son ikametgahı olarak kabulü alacaklıların da yararınadır. Zira, terekenin en iyi şekilde değerleneceği yer son ikametgahtır. Sayın Esat Şener'de mirasın reddinde yetkili mahkemenin son ikametgahı mahkemesi olduğunu belirtmektedir (Şener Esat, Miras Hukuku, 1977, Sh. 172-273).
Bu itibarla, sayın çoğunluğun görüşlerine katılmıyorum.
Nedim TURHAN
Üye