 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/2177
Karar No : 1997/3285
Tarih : 26.3.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
743/m.249,251,376/2
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR : Dava yargılama sırasında ortaya çıkacak duruma göre Medeni Kanunun 249.maddesi uyarınca nesebin düzeltilmesi veya Medeni Kanunun 295.maddesi gereğince babalık davası olarak nitelendirilebilir. Babalık davası "baba veya mirasçılarla aleyhine ikame olunur." Davanın sonucu baba olduğu iddia edilen kişinin mevcut kayda göre mirasçıları, bu arada vasi Ramazan’ın hukukuna etkili bulunduğundan Ramazan’a da yöneltilmesi gerekmektedir. Bu durumda vasi ile küçüklerin yararları çatışmakta olup Medeni Kanunun 376/2 maddesi gereğince bu dava için küçüklere kayyım tayin ettirilerek kayyımın davayı takibinin sağlanması, vasi Ramazan’a da diğer mirasçılar yanında davalı olarak davanın yöneltilmesi gerekirken bu yön gözönünde tutulmadan yargılamaya devam olunup hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oyçokluğuyla karar verildi.26/03/1997
MUHALEFET ŞERHİ
Birbiriyle evlenmeyi vaat edip de birinin ölümü veya evlenme yeteneğini yitirmesi sonucu evlenmeyen kişilerden olan çocukların nesepleri sağ kalanın veya çocuklarının isteği üzerine hakim tarafından düzeltilir. ( MK. m. 249 ) Bu düzeltmeyi öğrenen ana baba veya yasal mirasçıları ile C.Savcısı nesebin düzeltilmesine üç ay içinde itiraz edebilir. ( MK. m. 251 )
Görüldüğü gibi, yasa davanın hasımsız görülebileceğini öngörmekte, mirasçılara veya kamu yararına olmak üzere C.Savcısına nesebin düzeltilmesine karşı itiraz hakkı tanımıştır.
Somut olayda dava çocukların vasisi tarafından açılmış, vasiye taraf olma yetkisi verilmiş dava diğer tüm mirasçılara da yöneltilmiştir.
Dinlenen tanıklar Medeni Kanunun 249.maddesinin koşullarının varlığını belirtmiş, davalılar ve amca durumunda bulunan vasi davayı kabul etmişlerdir.
Vasi verilen izinle dava açmıştır. İzin kararı yarar çatışmasının bulunmadığını gösterir kaldı ki vasi kendi aleyhine olan maddi olayı kabul etmiştir. Bu itibarla yarar çatışması söz konusu olamaz. Mevcut delillere göre davanın kabulü yerine red edilmesi hatalı olmuştur. Hükmün bu gerekçe ile bozulması gerekir. Sayın çoğunluğun değişik olan bozma gerekçesine katılmıyoruz.