 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E. 1996/9685
K. 1996/11227
T. 4.11.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KARININ KOCASINDAN TEDBİR NAFAKASI İSTEME HAKKI
AYRI YAŞAMAKTA HAKLI OLMAK
KARAR ÖZETİ : Davacı eş, ayrı yaşama hakkını ispat edemediği durumda tedbir nafakası isteyemez. Kocanın açtığı boşanma davasının kesinleşen kararla reddi halinde, karının ayrı yaşama ve bunun sonucu tedbir nafakası isteme hakkının sürekli devam ettiğini kabul etmek mümkün değildir.
(743 s. MK. m. 161)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda, mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Davalı kocanın 21.3.1995'de açtığı dava redle sonuçlanmış, karar 12.7.1995 tarihinde kesinleşmiştir. Bu olay sebebiyle ayrı yaşama hakkı kazanan davacının, bu hakkının sürekli devam ettiğini kabul etmek evlilik müessesi ile bağdaşmaz. Davacı, bu davayı açtığı tarihte eşinden ayrı yaşamasını haklı kılan bir olgu ortaya koymamıştır.
"Karı kocadan biri; aile vazifelerini ihmal eder, yahut diğerini tehlikeye, hacalete veya zarara maruz bırakırsa, mütessir olan taraf hâkimin müdahalesini talep edebilir.
"Hakim, kabahatli olan tarafa vazifelerini ihtar eder ve bu semeresiz kalırsa, birliğin menfaatini sıyaneten Kanunda muayyen tedbirleri ittihaz eyler" (MK. 161).
"Karı kocadan her biri, müşterek hayatın devamı yüzünden, sıhhati, şöhreti veya işinin terakkisi ciddi surette tehlikeye düştüğü müddetçe ayrı bir mesken edinebilir" (MK. 162/1).
"Karı kocadan biri talep eder ve ayrı yaşamak keyfiyeti haklı olursa, hakim hangisi tarafından diğerinin iaşesi için ne miktar muavenette bulunacağını tayin eder" (MK. 162/3).
Davacı, boşanma davası açılması sebebinin dışında diğer sebeplerle ayrı yaşama hakkının doğduğunu, bu yaşama tarzında haklı olduğunu iddia ile eşinden nafaka istemektedir.
Yukarıda açıklanan kurallarda yer alan unsurların gerçekleştiği ispat edilmedikçe dava kabul edilemez (YHGK.'nun 15.11.1995 tarihli 95/2-767-967 sayılı kararı).
Bu yön gözetilip, ayrı yaşama hakkı ispat edilmediği halde tedbir nafakasına karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Temyiz itirazının bu sebeplerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, bozma sebebine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 4.11.1996 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Davalı kocanın geçimsizliğe dayanan boşanma davası redle sonuçlanmış bu dava dolayısıyla başlayan ayrılık devam etmiştir.
Boşanma davası sırasında dinlenen tanıklar; davacının, "ailem karımı istemedi, ailemin karşı çıkmasına rağmen evlendim, pişmanım" şeklinde beyanlarını aktarmışlardır. Bu davada dinlenen tarafların ortak çocuğu; davalının davacı eşine bakmadığını, davacıya üç kardeş olarak bakmak zorunda kaldıklarını belirtmiştir.
Davalı kocanın; davalı ile birlikteliğini sürdürmek istemediği, boşanma dolayısıyla davacıyı evden uzaklaştırdığı ve bakmadığı Medeni Kanunun 152. maddenin yüklediği görevlerini yerine getirmediği açıkça anlaşılmaktadır.
Davalının, davacıyı evden boşanma davasıyla uzaklaştırması ve sonraki süreç içinde de bakım görevini yerine getirmediğine göre davacı ayrı yaşamakta ve nafaka istemede haklı duruma gelmiştir. Ayrı yaşam ortamını hazırlayan ve sürdüren kocadır. Hüküm bu itibarla doğrudur. O n a n m a s ı gerekir.
Nedim Turhan
Üye