 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/9107
Karar No : 1996/10029
Tarih : 10.10.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakememi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Tanıklarlın ifadelerinde gecen olayların yeri ve zamanı belli olmadığı gibi bu olaylardan sonra tarafların birlikte yaşayıp yaşamadığı konusunda da çelişkili bilgi verilmiştir.
Hakim Boşanma için gösterilen olayların varlığına vicdanen inanmadıkça sabit adedemez. İki tarafın bu konudaki kabulleri dahi hakimi bağlamaz. Hakim gösterilen delilleri serbestçe takdir eder. (MK.150 md)
Boşanma davaları kamu düzenini ilgilendirdiğinden Hakime geniş takdir hakkı tanınmıştır. Tarafların bu dava üzerinde serbestçe hareket etme imkanı yoktur. Hakim evlenme sözleşmesiyle oluşan hukuki durumu mümkün olduğu ölçüde korumakla yükümlüdür. Toplumun en küçük birimini oluşturan ailenin korunması ön planda tutulur. Ancak evliliğin devamı toplumun düzenini zedeler hale gelmiş, toplum için sorun oluşturmaya başlamış ve evlilik, sosyal ve ahlaki yönden çökmüş ise, bu durumda evliliğin korunmasında gerek karı-koca ve gerekse çocuklar yönünden bir yarar kalmamış demektir. Hakimin böyle bir evliliği sona erdirmesi en uygun çözüm olacaktır.
Hakim belirtilen ilkeleri irdelemek bunlar hakkında yeterli bilgi toplamak evlilik birliğinin gerçekten onarılmaz şekilde kökünden sarsılıp sarsılmadığı hakkında bilgi ve kanaat sahibi olmak zorundadır. Sağlıklı bir sonuca ulaşılması olayların yeri, zamanı, ne şekilde oluştuğu, kimin davranışının öncelikli olduğu, karşı tarafın söz ve davranışlarının art niyetsiz bir tepki, bir öfke sonucu olup olmadığının bilinmesine bağlıdır.
O halde tanıklardan olaylar hakkında ne şekilde bilgi sahibi olduklarını, taraflarla olan ilişkilerinin derecesini, olayın geçtiği yer ve zamanını, olayların ne şekilde ve nasıl başladığını, bu olaylardan sonra tarafların bir birlerine karşı olan tutum ve davranışlarının ne şekilde gelişdiğini, somut olayın karı koca arasında alışkanlık haline gelmiş bir davranışın veya sözün gereğimi, yoksa belirli bir amaca yönelmiş olarak mı söylendiği veya oluştuğu ve benzer konular etraflıca sorulmalıdır. (Y.H.G.K.nun 22.11.1995 tarihli 95/2-783-1007 sayılı kararı)
Bu yönler gözetilmeden ve şahitler yeniden dinlenmeden oluşturulan hüküm doğru bulunmamıştır.
Kabule görede gerekçe aksine yoksulluk nafakası konusunda kararın hüküm bölümünde bir açıklama yapılmamasına doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi.