Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E. 1996/8026
K. 1996/9124
T. 25.9.1996

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
TÜRK VATANDAŞINA BİR YABANCININ MİRASÇI OLMASI
(Koşulu)
MÜTEKABİLİYET ESASI
 
KARAR ÖZETİ : Muris ile mirasçının, mirasın açıldığı tarihte ayrı ayrı devletlerin uyruğunda bulunması halinde, mirasla ilgili uyuşmazlıkların çözümünde Devletler Hususi Hukuku ile ilgili kuralların uygulanması gerekir. Türkiye Cumhuriyeti'nin benimsediği sisteme göre, bir Türk vatandaşına, bir yabancının mirasçı olabilmesi için; o kimsenin memleketinde, kendi vatandaşlarına bir Türk'ün mirasçı olabileceğinin kabul edilmiş olması gerekir.
(2644 s. Tapu K. m. 35)
(2675 s. MÖUHK. m. 22)
 
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda, mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
 
Davacının murisi olduğunu iddia ettiği Muhamet, Bulgaristan'dan Türkiye'ye geldikten sonra, Türk vatandaşı olarak 1956'da öldüğü nüfus kayıtlarından anlaşılmaktadır.
 
Davacı ise babaları ile birlikte Türkiye'ye gelmemiş, babalarının ölümünden sonra Türkiye'ye gelmiş ve Türk vatandaşlığına geçmişlerdir. Taraflar arasındaki ihtilaf, Türk vatandaşı olarak ölen kişiye, mirasın açıldığı tarihte Bulgar vatandaşı olan füruun mirasçı olup olamayacağı noktasındadır.
 
Müteveffa ile davacı, mirasın açıldığı tarihte ayrı ayrı devletlerin tabiiyetinde bulunduğu için, uyuşmazlığın çözümünde Devletler Hususi Hukuku ile ilgili kuralların uygulanması lazımdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin benimsediği, kazai ve ilmi içtihatların da teyit eylediği sisteme göre, Bir Türk vatandaşına, Türk uyruklu olmayan yabancının mirasçı olabilmesi için, o kimsenin memleketinde, kendi vatandaşlarına bir Türk'ün mirasçı olabileceğinin kabul edilmiş olması gerekir (2675 sayılı Kanun 22; 2644 sayılı Tapu Kanunu 35).
 
Türk Yabancılar Hukukunun kuralları ırk esasına göre değil, vatandaşlık esasına göre düzenlenmiştir. Davacının Türk soylu olması, kuralın uygulanması bakımından sonuca etkili olamayacağı gibi (Y. HGK.'nun 10.2.1993 tarihli, 717-39 sayılı kararı). 16.6.1989 tarihinde yürürlüğe giren 3583 sayılı Kanunla 2510 sayılı Kanuna eklenen ek 33. maddenin de olayla bir ilgisi yoktur. Miras, 5.7.1956 tarihinde açılmış olup, söz konusu Kanun daha sonra yürürlüğe girmiştir.
 
"Miras ölüm ile açılır" (MK. 517). "Ehil olmayanlardan başka herkes kanuni mirascı veya lehine vasiyet yapılan kimse olabilir" (MK. 519). "Mirasçı olabilmek için, murisin vefatında mirascılığa ehil olarak sağ olmak lazımdır" (MK. 522). Buradaki ehliyet, Medeni Kanunun 8. maddesinde kurala bağlanan hak ehliyeti olup, ancak kanunların müsaade ettiği nisbette sonuç doğurur. Şu halde bir kimsenin mirasçı olabilmesi için, mirasın açıldığı tarihteki hukuki durumu önemlidir! Mirasın açıldığı anda mirascı olmayan kimsenin, sonradan statüsünün değişmesi mirası iktisap eden diğer mirascıların haklarını azaltmaz.
 
Dosya arasında bulunan Adalet Bakanlığı'nın yazısında, gayrimenkul mallara mirascılık bakımından mirasın açıldığı anda davacının vatandaşı olduğu Bulgaristan'la Tapu Kanununun 35. maddesinde yer alan mütekabiliyet şartının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu yönler gözetilmeden davacının gayrimenkullere de mirascı olabileceğinin kabulü ve yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
 
SONUÇ : Davalının temyiz itirazlarının açıklanan sebeplerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 25.9.1996 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
 
     MUHALEFET ŞERHİ
 
  •   Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacının Türk asıllı oldukları gibi, bilahare de Türk vatandaşlığına alındıkları da anlaşılmakla kararın onanması gerektiği düşüncesindeyiz.
 
Nedim TURHAN Özcan AKSOY
Üye Üye
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini