 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E. 1996/334
K. 1996/1326
T. 8.2.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MAL ORTAKLIĞI
KARI - KOCADAN BİRİNİN VEFATI
KARAR ÖZETİ: Türk Hukukunda mal ayrılığı rejimi caridir. Ancak eşler, evlenmeden önce veya sonra yapacakları Sözleşme ile kanunda gösterilen rejimlerden mal ortaklığını kabul edebilirler. Bu halde eşler mahfuz mallar dışında kalan mallar üzerinde elbirliği ile malik olur.Karı-kocadan birinin vefatı halinde, ortaklık malların yarısı hayatta kalan karı ve kocaya intikal eder. Bununla birlikte evlilik sözleşmesinin de yarı yarıya paylaşım yerine başka bir paylaşım şeklini de kabul edebilirler.
(743 s. MK. m. 170, 221, 222)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı, 15.12.1994 günlü dava dilekçesi ile veraset belgesi verilmesi ve ayrıca mal ortaklığı sözleşmesi gereğince ölenin terekesinin tamamının davacıya aidiyetine karar verilmesini istemiştir.,
1- Türk Hukukunda mal ayrılığı rejimi caridir (MK. 170-211). Ancak eşler, evlenmeden önce veya sonra yapacakları mukavele ile kanunda gösterilen rejimlerden mal ortaklığını kabul edebilirler (MK. 170-211). Bu halde eşler mahfuz mallar dışında kalan mallar üzerinde elbirliği ile malik olurlar (MK.182-185-211).
Karı - kocadan birinin vefatı halinde ortaklık mallarının yarısı hayatta kalan karı veya kocaya intikal eder (MK. 221). Bununla birlikte evlilik mukavelesinde yarı yarıya taksim yerine başka bir taksim tarzını da kabul edebilirler. Ancak bu halde dahi ölen eşin füruu (alt soyu) varsa bunlar ölüm tarihinde mevcut ortaklık mallarının dörtte birinden hiçbir şekilde yoksun bırakılamazlar (MK. 222).
Öte yandan, veraset belgesi maddi bir olayın varlığını ikar ve irs ilişkisinin tesbitinden ibaret olup, alınacak veraset belgesi irs ilişkisi dolayısıyla tereke dışında, dul ve yetim aylığı ile ikramiyesi gibi işlerde de kullanılabilir (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 13.5.1976 gün ve 3899/4138 sayılı ve yine 2. Hukuk Dairesi'nin 10.4.1980 gün ve 2911/3133 sayılı kararları).
Davacı ile ölen eşin, 17.5.1989 günü düzenlenen noter senedi ile mal ortaklığı rejimini kabul edip, birinin ölümü halinde terekenin tamamının sağ kalan eşe ait olacağı kararlaştırılmıştır. Kocanın 22.11.1994 tarihinde öldüğü, murisin füruu (altsoyu) da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı eşin miras hissesinin doğru olarak gösterilmiş olması karşısında, davacının aşağıdaki bent kapsamı dışındaki esasa ilişkin olmayan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı dava dilekçesinde, sadece veraset belgesi istemekle yetinmeyip mal ortaklığı sözleşmesi gereğince ölen eşine ait malların tamamının tarafına aidiyetine de karar verilmesini talep ederek, eda isteğinde bulunduğuna ve görev kamu düzeni ile ilgili olup yargılamanın her aşamasında gözönünde tutulması gerektiğine göre, mahkemece yapılacak iş; davacıya, dava konusu malları ve değerini açıklatmak (HUMK. 75/2, Harçlar Kanunu 127-30) dava değerine göre (HUMK.8) Sulh Hukuk Mahkemesinin bu talebe ilişkin dava yönünden görevli olup olmadığını belirlemek görevli ise davayı irs ilişkisine göre mirascı olması gereken kişilere yöneltmek, görevli değilse davanın bu bölümünün tefriki ile görevsizlik kararı vermekten ibarettir. Bu yönler gözönünde tutulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple (BOZULMASINA), davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 8.2.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.