 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/3013
Karar No : 1996/3692
Tarih : 4.4.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KARAR ÖZETİİ : Babalık davası irs ve nesep ilişkisinin kuşkuya yer bırakmayacak (MK.301) nisbette açığa çıkarılması halinde kabul edilebilir. Bu konuda tekniğin tüm imkanlarından yararlanmalıdır.
Davalının kurtuluş beyyinesi olarak her türlü benzemezlik testleri yapılmalıdır.
Kan testleri raporu hüküm kurmaya yeterli olmalıdır.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1-Babalık davası irs ve nesep ilişkisinin kuşkuya yer bırakmıyacak (M.K.301) nisbette açığa çıkarılması halinde kabul edilebilir Bu konuda tekniğin tüm imkanlarından yararlanılmalıdır. Bu cümleden olarak davalının kurtuluş beyinesi olan her türlü benzemezlik testleri yapılmalıdır. Davacı, çocuk ve baba olduğu iddia olunan davalının kan gurupları belirlenerek Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Top Anabilim dalında bir inceleme yapılmışsada bu yeterli değildir. Davacı, çocuk ve davalının ALYUVAR (ERİTROSİT) ANTİJENLERİ (ABO, Rh (Cde, cde), MNSS, Duffy (Fya Fyb) Kidd (Jka, Jkb), Kell (Kk)] LOKOSİT ANTİJENLERİ [(HLA-A), (HLA-B), (HLA-C), (HLA-DR), (HLA-DQ)] ALYUVAR (ERİTROSİT) ENZİMLERİ [Andenozin Dezaminaz, Esteraz D, Fosfoğlukomutaz, gliyoksalaz (I) Adanilaz Kinaz, Glukoz 6 fosfar dehidroğenaz, Alanin Transaminaz, Eritrosit asit fosfotaz (LAP)] SERUM PROTEİNLERİ [Hestoglabin, Hemaglobin ve Transferrin] testleri mutlaka yapılmalı, baba olduğu iddia olunan kişinin % 99,73 oranında daha az ihtimalle baba olabileceği belirlenmiş ise, Karbonik Anhidraz (Ca-II) Peptidaz A,Gm.levis araştırması ve karşılaştırılması ile sonuca dilmelidir. Yinede aynı oranda bir sonuç elde edilemiyor ise DNA tiplemesi yapılması imkanı araştırılmalı davalının baba olamıyacağı ihtimali tamamen kaldırılıp delillerin hep birlikte taktiri gerekir.
#Taraflar sevk edildikleri kurumda açıklanan testlerin yapılmamakta oluşu eksik tahkikatla hüküm kurmayı haklı gösteremez. Diğer Üniversitelerin Tıp Fakültelerinden özellikle Adli Tıp, Tıbbi biyokimya anabilim dalları ile enstitülerinden herhangisinde açıklanan araştırma yapılabildiği belirlendikten sonra davacı çocuk ve davalı kurumlara birlikte sevk edilip davalının savunması araştırılmadan hüküm kurulması doğru görülmemiştir,
2-Kabule göre de;
Tutanağa yazılıp tefhim edilen kısa kararda davacının tüm istemini kapsayacak şekilde davanın kabulüne dendiği halde sonradan yazılı tebliğ edilen gerekçeli kararda tabii babalığa hüküm kurulacak çelişki yaratılmıştır.
ü Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 381/2 maddesi uyarınca kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlışta olsa, buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen kararla gerekçeli karardaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş 10.4.1992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.
SONUÇ : Davalının temyiz itirazlarının bu sebeplerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik şer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 4.4.1996