 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/13418
Karar No : 1997/370
Tarih : 13.1.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
743/m.262,298,311
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığı'nın yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR : Evlilik içi doğan çocukların velayeti anne ve babaya ait olduğu halde ( MK.262.md ) evlilik dışı doğan çocukların velayeti hakim kararına kadar boşluktadır ve onu doğuran kadının kendiliğinden velayet hakkı yoktur. Dolayısıyla ana, çocuğun yasal temsilcisi değildir ve onun adına dava açamaz. Yasal temsilci olabilmesi için mahkemece velayetin ayrıca ona verilmesi gerekir. ( MK. 311/2 )
Ancak velayet hakkı mahkemece anaya verilmiş olsa dahi ananın her zaman çocuk yararına hareket edebileceği söylenemez. Bu nedenle kanun koyucu, çocuğun yararını gözeterek babalık davasında kayyım bulunmasını zorunlu kılmıştır. (MK.md. 298)
Bu nedenle Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 20.1.1988 gün ve 473/42 sayılı kararında da açıklandığı gibi, Medeni Kanun'un 298. maddesi gereğince küçük için kayyım tayin ettirilmesi gösterildiği takdirde onun da delillerinin toplanması, bütün delillerin birlikte tartışılıp sonucu uyarınca hüküm tesis olunması gerekirken eksik hasım ve eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA oybirliğiyle karar verildi.