 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/10264
Karar No : 1996/11564
Tarih : 11.11.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- GENEL KURUL KARARININ İPTALİ
- DERNEK GENEL KURUL KARARININ İPTALİ
- ŞUBE GENEL KURUL KARARININ İPTALİ
- HUKUKİ YARAR ( Genel Kurul Kararının iptali )
- GENEL KURUL KARARININ İPTALİ ( Hukuki yarar )
- HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Genel Kurul Kararının iptali )
- DAVA ŞARTI ( Genel Kurul Kararının iptali )
743/m.68
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki Dernek Genel Kurul Kararının iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemce verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARA RI:
Davacının, Derneğin tüzük değişikliğine ilişkin Genel Kurul Kararına ıttıla tarihine ve istanbul şubesinin üyelerinin genel kurul toplantısına da katılmış ve alınan kararla muvafakat etmediğini bildırmemiş bulunmasına Medeni Kanunun 68. maddesindeki hak düşürücü süre geçmesinden sonra dava açılmış ve aynı maddedeki dava şartı oluşmamasına göre sonucu itibariyle davanın reddine ilişkin karar yerinde bulunmakla hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle sonucu itibariyle doğru olan hükmün ( ONANMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.
İSTANBUL ASÜYE 8. HUKUK MAHKEME5İNİN 18.6.1996 TARİH E.1995/236 - K.280 SAYILI KARARI:
DAVA : Davacı vekili 5.6.1996 günlü dava dilekçesinde müvekkilinin 34-02/141 sicil no ile kamu yararına olan dernekler statüsünde bulunan Türk fizik derneğinin 289 nolu üyesi olduğunu, dernek ve onu temsil eden yönetim kurul son genel kurul toplantısını 31.5.1993 de yaptıktan sonra bir daha hiç genel kurul yapmadan tüzük değişikliği yaptığını bu değişiklikle de şube açmış ve 15.4.1995 tarihin de şube genel kurulu yaptığını bu kongrenin tamamen dernekler yasasına aykırı olarak yapıldığını, Gn. tüzüğün 29. maddesine göre dernek tüzüğü yönetim kurulunun yada dernek üyelerinin 1/5 inin isteği veya genel kurulun 2/3 ünün oyu ile değiştirebileceğini, tüzük değişikliğinin olağan genel kurul toplantısı veya olağanüstü genel kurul toplantısında yapılabileceğini, tüzük değişikliğine gidilecekse üyeler değişiklik taslağında kongre çağırısı ile ilanen haberdar edilebileceğini, dernek yönetim kurulu bu madelere hiç uymadan tüzük değişikliği genel kurulda hiç görüşülmeden tasdike sunulmadan yönetim kurulu başkanlığından başlığı ile 16.12.1993 de ilan edildiğini bundan sonra hiçbir genel kurul toplantısı yapılmadığını, şube genel kurulunun yapıldığı gün olaylar çıktığını derneğe üye birçok prof. ve doç. kongreye alınmadığını, bu nedenlerle yasal olmayan tüzük değişikliği ile yapılan 15.4.1995 günlü genel kurul toplanıtısının ve Türk Fizik derneğinin İst. şubesinin genel kurul kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili 19.6.1995 günlü cevap lahıyasında fizik derneğinin 31.5.1993 tarihli genel kurulunda tüzük tadili yaptığını, kurulda derneğin 2908 sayılı yasa uyarınca şubeler açabilme yetkisi tüzüğün 32. maddesinde yer aldığını, bu değişkiliğin İç işleri Bakanlığınca onandığını, bunun üzerine dernek tüzüğünün eski ve yeni şekli ile yenigün gazetesinde ilan yapılmak suretiyle kesinleştiğini ve yürürlüğe girdiğini, aynı zamanda İst. valiliği emniyet müd.lüğünün 27.2.1995 tarihli yazısı uyarınca 2908 sayılı yasanın 9. maddesi uyarınca da uygun bulunduğunu, haksız mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
GEREKÇE: Dava dilekçesinin başlık kısmında 15.4.1995 tarihli Türk Fizik Derneği İstanbul Şube Genel Kurul Toplantısının ve Alınan Kararların Tümünün İptali istendiği halde, dilekçe içeriğinde 31.5.1993 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının arife gününe rastladığı, daha sonra hiç genel kurul yapmadan tüzük değişkiliği yapıldığı, genel kurulda görüşülüp tartışılmadan yönetim kurulu başkanlığından başlığı ile 16.12.1993 tarihli ilan ile ve yönetim kurulu kararı ile şube açıldığından bahisle ve sonuç kısmında ise tüzük değişkliğinin iptaline, 15.4.1995 tarihli şube genel kurulu toplantısının ve Türk Fizik Derneğinin İstanbul Şubesinin iptaline karar verilmesi istenildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafın kuruluşu usulüne uygun yapılmamış olsa bile Türk Fizik derneğinin İstanbul Şubesinin iptaline karar verilmesi istemekteki hukuki yararının ne olduğu dava dilekçesinde izah edilmiş değildir. Kaldı ki 16.12.1993 tarihinde yapılan ilan üzerine tüzük değişikliğini öğrenmiş olduğuna göre bu tarihten başlayan bir aylık süre dava tarihinde dolmuş bulunmaktadır. Ayrıca davacı şube genel kurul toplantısına katıldığına göre bunun ilanıda 17.3.1995 tarihli Yeni Gün gazetesinde yapıldığı gözönünde tutulduğunda davacının en geç bu tarihte İstanbul şubesinin kurulduğunu öğrenmiş olması gerektiğinden bu şubenin kuruluşuna dair alınan genel kurul kararınını iptali için dava müddeti yine geçmiş bulunmaktadır. Davacı şube açılmasına ilişkin genel kurula katılmamış olduğundan muhalefet gerekçesi yazdırması mümkün değildir. Ama aradan geçen iki yıl içersinde şube açılmasına dair kararı öğrenmediğini ileri sürmeside olayların akışına uygun görülmemiştir. 10.6.1996 tarihli islah dilekçesi ile dava dilekçesındeki çelişkiler giderilmek istenmiş isede, yapılan islah esasa müessir görülmemiştir. Davacının kendisi şube genel kuruluna katılmış ve konuşma yaparak görüşlerini beyan etmiştir Hatta karşı tarafın savunmasına göre aday olmuş ve seçimi kazanamamıştır. Bundan sonra iki yıl önce yapılan genel kurulda alınan kararın tüm idari mercilerin onayından geçtikten sonra bu kararın iptali ve kendisi genel kurula iştirak ettiği ve aday olduğu halde başkalarının katılmasına izin verilmediğinden bahisle şube genel kurul kararının iptalini istemeye hakkı mevcut değildir. Bu dava genel kurula katılmasına izin verilmediği ileri sürülen herhangi bir üye tarafından açılmış bir dava değildir.
Şube Genel kurul toplantısından sonra Türk Fizik Derneğinin Genel Kurulu 27.5.1995 tarihinde yapıldığı gözönünde tutulduğunda davacının bir hakkı mevcut olsa dahi TMK.nun 2-maddesi gereğince himaye görmesi mümkün değildir. Dava dilekçesinde talep edilen istanbul Şubesinin iptaline ilişkin talebi bu işlemlerin birçok idari makamın tastik ve tasvibi ile teke'mmül etmiş olduğu gözönünde tutulduğunda adli yargının görevine girmediği açıkça ortadadır. Tüzük değişikliği Genel Kuruluna katılanların 2/3 oranında çoğunluğu ile alınması gerekmektedir. Bilirkişinin buna aykın görüş ve mütalaalarına katılınması mümkün olmamıştır. Kaldı ki dava dilekçesinde davacının böyle bir gerekçeside mevcut değildir. Dilekçede yönetim kurulu kararı ile tüzük değişikliği yapıldığı ileri sürülmüştür. Halbuki getirtilen belgelerin tetkikinden genel kurul toplantısına daveti içeren 8.5.1993 tarihli Yeni Gün gazetesinde yapılan ilanın gündeminin 7. maddesinde Şube açılması için yeni yönetim kuruluna gerekli tüzük değişikliği için yetki verilmesi maddesi mevcuttur. Yine 31.5.1993 tarihli genel kurul tutanağının tetkikinden toplantının yeterli yasal çoğunluk sağlanarak yapıldığı dernek tüzüğünde bulunmayan şübeler açılma maddesinin tüzüğe ilavesi hususunda yenİ seçilecek yönetim kuruluna yetki verilmesine karar verildiği, buna istinaden hazırlanan tüzük değişkliğinin yine gazete ile ilan edildiği gerekli izinler alınarak tüm formalitelerin tamamlandığı ve İstanbul Şubesinin faaliyete geçirildiği şube genel kurulun yapıldığı bu genel kurula davacının bizzat kendisinin iştirak ettiği görüşlerini bildirdiğ ve hatta aday olduğu bundan sonra geçerli herhangi bir gerekçe göstermeden Istanbul şubesinin kapatılması sonucunu doğuracak taleplerle bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Son celse davacı vekilinden de sorulduğunda davacı yönünden geçerli bir neden ileri sürülmemiş, görülmekte olan dava şube genel kurul toplantısına kabul edilmediği ileri sürülen delegeler tarafından açılmış bir dava değildir. Başkalarının hakkını aramak için davacının dava açması söz konusu değildir. Kaldı ki bazı üyeler tarafından genel merkez üyesi olduklarının tesbitine dair açılan davalann bu şahıslann zaten genel merkez üyesi olduğundan bahisle red edildiği anlaşılmaktadır. Yasal prosedürlerden geçmek suretiyle açılmış olan bir şubenin kapatılması sonucunu temin için açılan bu davada davacının hiçbir hukuki yaran da izah ve ispat edilemediğinden davanın yukarıda izah edilen tüm gerekçelerle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR : Yukarıda bahsedilen gerekçelerle;
1-Davanın Reddine,
2-248.300.-lira red ilam harcının davacıdan alınmasına, peşin alınan 124.500.-lira harcın mahsubuna,
3-Davalı vekili için takdir edilen 650.000.- lira maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda dökümü yazılan davalı yargılama giderlerinin de yine davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Temyizi kabil olmak üzere, davacı vekili Av.Olcay Yezdani ile davalı vekili Av.Mehmet Ergen'in yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.