 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E. 1995/925
K. 1995/1772
T. 14.2.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- BOŞANMA VEYA AYRILIĞIN FER'İ
- HÜKÜMLERİNE DAİR SÖZLEŞME
KARAR ÖZETİ: Boşanma veya ayrılığın fer'i hükümlerine dair iki taraf arasında akdedilen sözleşmeler, hakimin tasdikine iktiran etmedikçe muteber olmaz. Yani, hakimin iradesinin varlığı sözleşmenin geçerlik şartıdır. Ancak, hakimin onayanı gerektiren bu sözleşmelerin hukuki sonuç doğurabilmesi için, mutlak biçimde boşanma davasının yargılaması sırasında akdedilmiş olması ve boşanma kararının hüküm fıkrasında gösterilmek suretiyle infaz olanağı sağlayan mahkeme hükmü haline dönüşmüş bulunması gerekir.
Boşanma gerçekleştikten sonra, ne boşanma davasından el çekmiş olan mahkemeden, ne de başka bir mahkemeden bu sözleşmenin onaylanması istenemez.
(743 s. MK. m. 143, 148, 150/5)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda, mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili 8.8.1994 tarihli dilekçesi ile, davacı ile davalının boşandıklarını, boşanma davası sonrasında boşanmanın fen hükümleri ile ilgili sözleşme yaptıklarını, taraflarca imzalanan protokolün boşanma davasının 7.9.1989 tarihli duruşmasında mahkemeye verildiğini, boşanmadan sonra davalının protokolün bazı maddelerine uyduğunu, fakat daha sonra müşterek çocuk Burcu' nun okul giderleri ile ilgili 5. maddeye, davacının arabasının giderleri ile ilgili 1. maddeye uymadığını belirterek, sözleşme gereği hasıl olan 2.375.091 .-TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın hukuki dayanağı olan Medeni Kanunun 150/5. maddesi; "boşanma veya ayrılığın fer'i hükümlerine dair iki taraf arasında aktedilen mukavelat hakimin tasdikine iktiran etmedikçe muteber olmaz" hükmünü koymuştur. Bu hükme göre, hakimin iradesinin varlığı sözleşmenin geçerlilik şartıdır. Şu yönü belirtmek gerekir ki, eşler arasında Medeni Kanunun 150/5. maddesine göre yapılacak sözleşme, Medeni Kanunun 143-148. maddelerinde düzenlenen hususlarla sınırlıdır. Hükmün esas amacı, boşanma davasının getirdiği baskılar nedeniyle bunalmış tarafı korumak, ezilmeyi önlemek, haksız çıkar sağlamalarını engellemek içindir. Bunun içindir ki hakimin sözleşmelerin tamamını veya bir kısmını red etme yetkisi vardır. Burada gözden kaçırılmaması gereken cihet, hakimin onayını gerektiren sözleşmeler boşanma davasının yargılamasının yapıldığı sırada aktedilenlerdir.
Niteliği itibariyle bu tür sözleşmeler başkaca bir şekil şartına da bağlı değillerdir. Yazılı olarak mahkemeye verilebilecekleri gibi, tutanağa geçirtilmeleri de mümkündür. Ancak, taraflarca mahkemeye yazılı olarak verilmeleri yada duruşma tutanağına geçirtilmeleri aktin oluşması için yeterli değildir. Bunun, boşanma kararının hüküm kısmında gösterilmesi, başka bir anlatımla infaz olanağını sağlayacak mahkeme hükmü haline gelmesi gerekir. Böylece hakimin tasvibine iktiran ettiği belgelenmiş olur. Bu nedenle ki, taraflarca sözleşme mahkemeye verilmiş olmasına rağmen, hakimin bu konuyu incelememesi olumlu olumsuz bir karar vermemesi halinde sözleşme hukuki sonuç doğurmaz.
Boşanma gerçekleştikten sonra, ne boşanma davasından el çekmiş olan mahkemeden, ne de başka bir mahkemeden bu sözleşmenin onaylanması istenemez (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin, 9.6.1 987, 4148-5967 sayılı kararı).
Tarafların boşanmalarını sağlayan İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/493 ve 1989/728 sayılı kararının incelenmesinde gerekçe bölümünde sözleşme şartları yazılmış isede kararun hüküm bölümünde sözleşme ile ilgili bir madde yoktur. Daha açık bir ifade ile sözleşme hakkında hüküm kurulmamıştır. Hatta kararın tümünde hakimin sözleşmeyi onayladığına dair hiçbir açıklamada bulunmamaktadır.
Yukarıdaki anlatımlarla ortaya konulduğu üzere taraflar arasında hukuki sonuç sağlayan bir sözleşme olmadığı halde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün (BOZULMASINA) temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, 14.2.1995 gününde oybirliği ile karar verildi.