 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/8410
Karar no : 1995/9556
Tarih : 28.09.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle (..) gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalıların miras bırakanından alacaklı olduğunu, fakat alacağını elde edemeyeceği hakkında endişe içinde bulunduğunu ileri sürerek, Cengiz K. mirasının Medeni Kanunun 573. maddesine göre resmen tasfiyesini istemiştir. Davalılar miras bırakanlarının davacıya borcu olmadığını ileri sürmüşlerdir.
Medeni Kanunun 573. maddesinde yer alan yasa hükmünden amaç, Miras bırakanın alacaklılarını mirasçının alacaklarına karşı korumak, öncelikle ölenin alacaklılarının alacağını sağlamaktadır. Ancak tasfiye kararı mirasçıların mirasa el koymalarını, yararlanmalarını önler. İsteğin kabulü için öncelikle haklar arasında denge gözetilmelidir. Resmi tasfiye isteyenin alacağının kesin ispatına yer olmamakla beraber bu alacak hakkının inanılır mahiyette olması, alacaklının alacağını elde edemeyeceği hakkında ciddi endişesinin ortaya konması zorunludur. Şu halde Sulh Mahkemesinden resmi tasfiye isteyen alacaklının alacağının inanılırlığını göstermesi gerekir. Zira herkesin yalın bir taleple alacaklı olduğundan bahisle tasfiye istemesi kabul edilemez. Görevi sınırlı olan Sulh Mahkemesi (HUMK m. 8) alacağı hüküm altına almayı sağlar biçimde tarafların delillerini toplayarak hüküm de kuramaz. Davacının dayandığı çekler davalılarının murisi tarafından keşide edilmemiştir. Bu çeklerde davalıların murisinin veya davacının bir cirosu da söz konusu değildir. O halde esas borç-alacak ilişkisi bu davada halledilemez. Diğer alacak hakkındaki iddialar davacının alacaklı olduğunu kabule elverişli bir belge ile ortaya konmamıştır. Öte yandan, davalılar hakkında davalıların borçlarından dolayı iflas, aciz vesikası verilmesi gibi durumlar da yoktur. Borçlunun sağlığında yaptığı bazı tasarruflar mirasçıların borç ödemekten kaçınma halinde olduklarını da göstermnez. Alacağın varlığı inanılır olmadığı gibi, davalının alacağını alamayacağı yönünde ciddi endişeyi gerektiren bir halin varlığı da ortaya konmamıştır. Bu sebeple isteğin reddi gerekirken kabulü isabetsizdir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine 28.09.1995 günüde oybirliyle karar verildi.