 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/6324
Karar no : 1995/7101
Tarih : 15.06.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki (alacak) davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm (davacı tarafından) temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Mahkemenin usulüne uygun olmayan bir vekaletname ile dava açan vekilin açtığı davayı reddetmeden önce adına dava açılmış olan davacıya bu davaya icazet verip vermeyeceğini bildirmesi için uygun bir süre vermesi, davacının bu süre içinde davaya icazet vermemesi halinde davayı esasa girmeden reddetmesi gerekir. (HUMK 67, Y.H.G.K. 14.10.1972 ta. 2/712 esas 836 karar sayılı ilamı)
Mahkemece davacı asile bu konuda uygun süre verilmeden aradan iki yıl gibi uzun süre geçtikten sonra yazılı gerekçelerle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava dilekçesindeki vekaletname sadece boşanma davası için verilmiş olup davacı vekilin bu davayı açmaya yetkisi yoktur.
Dava açıldığı sırada Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 67. maddesi gereğince davalı vekili vekaletname ibrazı için süre verilmesini, davanın açılmasının gecikmesinde zarar doğacağını belirtmemiş ve bu sebeple de hakimden izin almadan davayı açmış, geçen süre içinde de usulüne uygun vekaletnamesini ibraz etmemiştir.
Mahkemece son celsede vekaletnamesindeki eksiklik davacı vekiline bildirilmiş, ancak davacı vekili aynı vekaletname ile dava açabileceğini bildirmiş ve eksikliği ikmal için mehil istememiş ve davacı asili getirerek icazetini temin edeceğini de bildirmemiştir.
Bu durumda mahkemece verilen karar doğru olup onanması gerekir. Sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyoruz.
Üye
Ferman Kıbrıscıklı