 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/3542
Karar no : 1995/4456
Tarih : 12.04.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Boşanma davasının devamı süresince eşler ayrı yaşamak hakkına haizdirler (M.K. Md. 162/2) Ancak bütün hakların kullanılmasında olduğu gibi bu hakkın kötüye kullanılmasınıda kanun himaye etmez. (M.K.Md.2) Boşanma davası sebebiyle ayrı yaşamak hakkı mutlak olarak kabul edilmesi halinde bundan sonra hiçbir eş, terk hukuki sebebine dayanarak boşanma davası açma imkanına sahip olmayacaktır. İhtarı alan eş, bir aylık ayrı yaşama hakkına haiz olduğu süre içerisinde boşanma davası açacak ve böylece Medeni Kanun'un 132. maddesi kendisinden işlemez hale gelecektir. O halde mahkemece işin esasının incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple (BOZULMASINA) bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, bozmada oybirliği sebebinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Geçimsizliğe ilişkin boşanma davasını ihtarın tebliğinden sonra açmış olmasını bu davanın esası hakkında karar verilmeden kötü niyete ve Medeni Kanun'un 132. maddeye göre açılan davayı akim bırakmak amacıyla açıldığının kabulü gerektiğine ilişkin görüşe katılmıyorum bu davanın sonucunun beklenmesi kötü niyetin verilecek hükmün ve gerekçesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. Geçimsizliğe ilişkin davanın haklı bulunarak boşanmaya karar verilmesi halinde ayrı yaşamada haklılığı da kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Hükmün bu gerekçe ile bozulması gerekir. Sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılmıyorum.