 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/2363
Karar no : 1995/3155
Tarih : 20.3.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
743/m.2, 296, 310
KARAR : A ) Davacılar af yasasından yararlanarak davalıların babasının evlilik dışı ilişkisinden doğan çocukları oldukları kabul edilerek düzgün soylu olarak nüfusa yazılmıştır. Davalılardan aldıkları mirasçılık belgesiyle davacıların miras bırakanın evlilik dışı çocukları olduklarını ve af yasasıyla yapılan yazımın doğruluğunu kabul etmişlerdir. Bu itibarla af yasasına göre yapılan yazımın aradan çok uzun bir süre geçtikten sonra usulsüzlüğünden söz edilerek iptalinin istenmesi Medeni Kanunun 2. madde gereği iyiniyet kurallarıyla bağdaşmaz.
Davacılar doğum kayıtlarının iptaline ilişkin kararın kesinleşmesi tarihine kadar düzgün soylu olarak yazılıdır. Bu dönemde babalık davası açmaları kendilerinden beklenemez. İptal davasının açıldığı tarihte de düzgün soylu olarak kayıtları devam ettiğinden, babalık davasını def'i olarak ortaya koymaları için de yasal bir zorunluluk yoktur.
Davacıların irs ilişkisi nüfus kayıtlarının iptalinin kesinleşmesiyle son bulur. Bundan önceki dönem düzgün soy ilişkisinin var olduğu dönemdir. Soy ilişkisi iptal kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren ortadan kalktığına göre Medeni Kanunun 296. madde ile öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre bu tarihten başlar. Zira çocuklar tescil tarihinde henüz 18 yaşını doldurmamışlardır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında 1 yıllık süreyi oyalamanın bittiği tarihten başlatarak bu sürenin haklı nedenlerin varlığı halinde haklılığın sona erdiği tarihten başlatılabileceğini kabul etmiştir. Çocuklar yönünden dava süresinin iptal hükmünün kesinleştiği tarihten başlatılmasında yasaya aykırılık yoktur. Ancak toplanan deliller hüküm için yeterli değildir.
B )
1- Olayın: Medeni Kanunun 310. maddesinin koşulları yönünün değerlendirilmesi, evlenme vadinin varlığının gerekçeli olarak açıklanması gerektiğinin düşünülmemesi doğru değildir.
2- Babalık davası irs ve nesep ilişkisinin kuşkuya yer bırakmayacak ( M.K. 301 ) nispette açığa çıkarılması halinde kabul edilebilir. Bu konuda tekniğin tüm imkanlarından yararlanılmalıdır. Bu cümleden olarak her türlü benzemezlik testleri yapılmalıdır.
Davacılar, davalılar ve analarının ALYUVAR ( ERİTROSİT ) ANTİJENLERİ ( ( ABO, Rh ( CDE, cde ), MNSs, Duffy ( Fya Fyb ) Kidd ( Jka, Jkb ), Kell ( Kk ) ); LOKOSİT ANTİJENLERİ ( ( ( HLA-A ), ( HLA-B ), ( HLA-C ), ( HLA-DR ), ( HLA-DQ ) ); ALYUVAR ( ERİTROSİT ) ENZİMLERİ ( Adenozin Dezaminaz, Esteraz D, Fosfoğlukomutaz, gliyoksalaz ( I ), Adanilat Kinaz, Glukoz fosfat dehidrogenaz, Alanin Transaminaz, Eritrosit asit fosfotaz ( LAP ) ); SERUM PROTEİNLERİ ( Heptoglobin, Hemaglobin ve Transferrin ) testleri mutlaka yapılmalı, baba olduğu iddia olunan kişinin %99,73 oranından daha az ihtimalle baba olabileceği belirlenmiş ise, Karbonik Anhidraz ( Ca II ), Peptidaz A, Gm, levis araştırması ve karşılaştırılması ile sonuca gidilmelidir. Yinede aynı oranda bir sonuç elde edilemiyor ise DNA tiplemesi yapılması imkanı araştırılmalı, davalıların babasının baba olamayacağı ihtimali tamamen kaldırılıp delillerin hep birlikte taktiri gerekir.
Adli tıp kurumunda açıklanan testlerin yapılamamakta oluşu eksik tahkikatla hüküm kurmayı haklı gösteremez. Üniversitelerin Tıp Fakültelerinden özellikle Adli Tıp, Tıbbı biyokimya ana bilim dalları ile enstitülerinden herhangisinde açıklanan araştırmanın yapılabildiği belirlendikten sonra; taraflar o kurumlara birlikte sevk edilip davalıların savunması araştırılmadan hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Açıklandığı biçimde benzerlik muayenesi yaptırılması, tarafların aynı babanın çocukları olup olamayacakları yönünde belirtilerin ilmi verilerle tespiti, oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekir.
SONUÇ : ( A ) bendinde açıklanan sebeplerle Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440 ve 442. maddeleri gereğince davacının karar düzeltme isteğinin kabulüne dairemizin 26.12.1994 günlü ve 12408-13021 sayılı kararının kaldırılmasına ve hükmün ( B ) bendinde açıklanan değişik gerekçe ile BOZULMASINA oyçokluğuyla karar verildi. 20.03.l995
MUHALEFET ŞERHİ
Kesin hükmün koşulları oluşmamış ise de temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere, özellikle iptal hükmü, geriye doğru yolsuz işlemin yapıldığı tarihe kadar sonuçlarını doğurduğuna ve bu suretle hak düşürücü süre geçmiş bulunmasına göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddi gerekir. Bu itibarla çoğunluğun karar düzeltme isteğini kabul eden görüşüne katılmıyoruz.