 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E. 1995/13011
K. 1995/230
T. 12.1.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KAYYIMLIK KARARININ KALDIRILMASI
HUSUMET
NOKSAN SORUŞTURMA
KARAR ÖZETİ: Sulh Hukuk Mahkemesi, MK.nun 37711. maddesi uyarınca kayyım tayin etmeden önce, mahallin en büyük mal memurluğundan idaresi kimseye ait olmayan mallar üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, ayrıca araştırır. Hazinenin hak ve menfaati sözkonusu ise, mahallin en büyük malmemurunu kayyım tayin eder. Mal memurunun değişmesi halinde, yeni atanan mal-memuru Sulh Hakimince kayyım tayin edilir ve her kayyım kendi görevi sırasındaki işlerden sorumludur. Kayyım, Hazine avukatı bulunan yerlerdeki dava ve icra işlerinde, vereceği yetki belgesine istinaden Hazine avukatı tarafından temsil olunur.
Bu bağlamda, davaya konu yer için 3561 saydı Kanun uyarınca o tarihte görevli defterdarın kayyım tayin edildiği, eldeki kayyımlık kararının kaldırılmasına ilişkin davanın dava tarihinde görevli Defterdara yöneltildiği, davayı takip eden Hazine avukatının ibraz ettiği yetki belgesinin ise Defter-dar sıfatıyla üçüncü bir isim tarafından verildiği, ancak dosyada 3561 sayılı Kanunun geçici 1. maddesine göre atanan Defterdarın değişmesinden sonra atanan Deftedarların kayyım tayin edildiğine dair bir karar bulunmadığı anlaşılmakla; mahkemece, davanın yöneltildiği Defterdar ile Hazine vekiline yetki belgesi veren Defterdarın, 3561 sayılı Kanunun 2. maddesine göre kayyım tayin edilmiş olup olmadıklarının araştırılıp, varsa kayyım tayinine dair kararların dosyaya konması ve son Defterdarın kayyım tayin edildiğine dair karar ile onun vereceği yetki belgesinin dosyaya ibraz ettirilmesi gerekir.
(743 s. MK. m. 377/1)
(3561 s. MKTK. m. 2,212,5; geçici m. 1)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda, mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
27.5.1989 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 3561 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca, "sulh mahkemesi Türk Kanunu Medenisinin 377. maddesinin 1 numaralı bendine göre kayyım tayin etmeden önce, mahallin en büyük malmemurluğundan idaresi kimseye ait olmayan mallar üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, ayrıca araştırır. Hazinenin hak ve menfaatinin sözkonusu olduğunun anlaşılması halinde, mahallin en büyük malmemurunu kayyım tayin eder" (3561 s. Kanun 2/1).
"Malmemurunun değişmesi halinde, yeni atanan malmemuru Sulh Hakimince kayyım tayin edilir. Her malmemuru kendi kayyımlık görevi sırasındaki işlem ve eylemlerinden sorumludur" (3561 s. Kanun 2/2).
"Kayyım tayin edilen malmemurunun Hazine avukatı bulunan yerlerdeki dava ve icra işlerinde vereceği yetki belgesi ile Hazine Avukatı tarafından temsil olunur" (3561 s. Kanun mad. 2/5), hükmünü getirmiş ve aynı Kanun geçici 1. maddede, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce atanan kayyımlarla ilgili olarak mahallin en büyük malmemurluğunun talebi üzerine Sulh Hakimliğince mevcut kayyımın görevinin sona erdiğine karar verilip 2. maddedeki esaslara göre kayyım tayin edileceği belirtilmiştir.
Somut olaya gelince:
Davaya konu yer için önce 7.8.1984'te Adalar Sulh Hukuk Hakimliği'nce Medeni Kanunu 377/1. maddesi gereğince kayyım atandığı, 3561 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra ise İstanbul Defterdarlığı'nın 4.12.1989 tarihli başvurusu üzerine aynı mahkemece 9.2.1990 gün, 984/63-86 sayı ile verilen kararla önce atanan kayyımın görevine son verilerek, 3561 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi uyarınca İstanbul Defterdarı (Z.T.)'nin kayyım tayin edildiği anlaşılmaktadır.
İş bu kayyımlık kararının kaldırılmasına ilişkin 20.10.1993'te açılan davanın ise, dava tarihinde görevli İstanbul Defterdarı olduğu anlaşılan (S.O.)'ya yöneltildiği ve gene davayı takip eden Hazine Avukatınca 22.12.1993 günlü oturumda mahkemeye ibraz ettiği yetki belgesinin İstanbul Defterdarı sıfatıyla (M.Ş.) tarafından verildiği görülmektedir.
Ancak, dosyada kayyım tayin edilen Defterdar (Z.T.)'nin değişmesinden sonra atanan Defterdarların kayyım tayin edilmesine ilişkin bir karar bulunmamaktadır.
Mahkemece yapılacak iş;
Davanın yöneltildiği Defterdar (S.0.) ve Hazine vekiline yetki belgesi veren defterdar (M.Ş.)'nin 3561 sayılı Kanunu 2. maddesi gereğince kayyım tayin edilmiş olup olmadıklarının sormak, varsa kararın dosyaya ibrazını istemek ve gene bunlardan başka görev değişikliği varsa son tayin edilen Defterdarın kayyım atandığına ilişkin karar ve ondan yetki belgesi istemektir.
Bu yön gözönünde tutulmadan duruşmaya devam olunarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple (BOZULMASINA), bozma sebebine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, 12.1.1995 günü oybirliğiyle karar verildi.