Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E. 1995/124
K. 1995/989
T. 27.1.1995

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
HÜKMÜN HUKUKİ VARLIK KAZANMASI
TEFHİM
HÜKÜM SONUCU
 
KARAR ÖZETİ: Mahkeme hükmünün hukuki varlık kazana-bilmesi için, tefhim edilmesi gerekir. Kararın tefhimi, en az hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur ve zorunlu nedenlerle yanlızca hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde gerekçeli kararın tefhim tarihinden itibaren onbeş gün içinde yazılması zorunludur. Tutanağa geçirilen ve tefhim edilen hüküm sonucunda; HUMK nun 388/2. maddesi uyarınca, istek sonuçlarından herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açıkça, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak ve infazda güçlük çıkarmayacak bir biçimde belirtilmiş olması gerekir. Anılan maddede yazılı hususları içermeyen ve hüküm sonuçlarını belirtmeyen bir beyanla hüküm tefhim edilmiş ve hukuki varlık kazanmış sayılamaz. Ortada hukuki aralık kazanmış bir hükmün 'bulunmaması halinde ise; HUMK.nun 428 ili. maddesinde belirtilen ve hüküm sonucunu etkilemeyen usul yanlışlarının bozma nedeni yapılamayacağına ilişkin kuralın uygulama yeri yoktur.
Dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamayacağı gibi, gerek tefhim edilen ve zabıtta belirlenen karada ve gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda, hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerleri de ayrı ayrı gösterilmelidir.
(1086 s. HUMK. m. 151/2. 381. 428)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda, mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
 
Mahkeme hükmünün hukuki varlık kazanabilmesi için onun tefhim edilmesi gerekir. Mahkeme verdiği hüküm ile, hükmü ne şekilde tefhim ettiğini duruşma tutanağına yazmak zorundadır (HUMK.151/2). Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, 3156 sayılı Kanunla değiştirilen 381. maddesi, hükümleri ne şekilde tefhim edileceğini düzenlemektedir. Bu madde hükmüne göre; mahkeme, hazır olan tarafın iddia ve savunmalarını dinledikten sonra yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararı tefhim eder.
 
Kararın tefhimi, en az 388. maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geğirilerek okunması suretiyle olur.
 
Zorunlu nedenlerle yalnız hükmün sonucunun tefhim edildiği hallerde gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak onbeş gün içinde yazılması gerekir.
 
Bu hükümden anlaşılacağı gibi, mahkeme hükmünü gerekçesi ile birlikte tam olarak yazmış olsa bile, bunu duruşma tutanağına tamamen yazdırması ve okunması gerekir. zorunlu nedenlerle hükmün gerekçesi ile birlikte tamamen yazılamadığı hallerde mahkeme sadece hüküm sonucunu tefhim etmekle yetinebilir. Hüküm sonucunun ne olduğu ise Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388. maddesinin 2. fıkrasında belirtilmiştir. Mahkeme, "istek sonuçlarından herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde" duruşma tutanağına geçirtip okumadan; "ekli karar tefhim edildi", "gerekçeli kararın mahkeme kaleminden alınmasına" veya benzeri şekilde tutanağa geçirilen beyanlarla hükmü tefhim etmiş sayılamaz.
 
Mahkemece, son oturum tutanağında "gerekçesi ekli gerekçeli kararda etraflıca açıklanmak üzere davacı vekili tarafından açılan işbu davanın davacı vekilinin beyanında gözönüne alınarak davanın kısmen kabulü ve davanın kısmen vazgeçme nedeni ile reddine dair davacı vekili ile davalının kısmen vazgeçme nedeni ile reddine dair davacı vekili ile davalının yüzlerine karşı yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı" denmekle yetinilmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388/il, maddesinde gösterildiği şekilde hüküm sonucunu belirtmeyen böyle bir beyanla hüküm tefhim edilmiş ve hukuki varlık kazanmış sayılamaz. Başka bir anlatımla, hakim yargılamayı sona erdirdiği oturumda hiçbir karar vermemiştir. Diğer taraftan, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428/II, maddesindeki hükmün sonucunu etkilemeyen usul yanlışlıklarının bozma sebebi yapılamayacağına ilişkin kural, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 381 ve 388. maddesine uygun şekilde duruşma tutanağına geçirilip tefhim edilen hükümlerle ilgilidir. Yukarıda açıklanan nedenler karşısında ortada hukuki varlık kazanmış bir karar mevcut olmadığından anılan 428. maddenin uygulanması da sözkonusu bulunmamaktadır. Bu bakımdan yeniden yargılama yapılarak Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 381 ve 388. maddelerinde, 10.4.1992 günlü ve 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında gösterildiği şekilde hüküm verilmek üzere temyiz olunan kararın bozulması gerekir.
 
2- Hükmolunan eşyaların değerleri ayrı ayrı gösterilmemiştir.
 
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388/5.maddesi, hükmün sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer, birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir. Gerekçeli kararın da kısa karara uygun düzenlenmesi zorunludur (HUMK. m. 381/2).
 
Dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde, hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
 
SONUÇ Temyiz olunan hükmün gösterilen nedenlerle (BOZULMASINA), bozma sebebine göre de diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 27.1.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini