 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E. 1995/11437
K. 1995/11015
T. 25.10.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
BUTLAN DAVASI
CUMHURİYET SAVCISININ DAVAYA KATILMASI
KARAR ÖZETİ Evlenmenin butlanı davası açma yetkisi, Cumhuriyet Savcılarına da tanınmıştır. Somut olayda ise dava, Cumhuriyet Savcısı tarafından açılmıştır. Bu halde davanın davacısı olan Cumhuriyet Savcısı usulen davet edilmeden ve onun kusuru olmadan hüküm kurulamaz.
(743 s. MK. m. 73, 112, 113, 377)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda, mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Medeni Kanunun 113. maddesi; Cumhuriyet Savcılarına, aynı Kanunun 112. maddesinde gösterilen evlenmenin butlanı davası açma yetkisi tanımıştır. Bu dava da Cumhuriyet Savcısı tarafından açılmış olup, davanın,davacı tarafı durumundadır.
"Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim, her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez" (HUMK. 73). "Asliye Mahkemelerinde, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 375. maddesinde de yazılı işlemler bittikten sonra sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak günde mahkemede hazır bulunmak üzere iki taraf davet olunur" (HUMK. 377). Şu halde davanın davacısı olan Cumhuriyet Savcısı usulen muhakemeye davet edilmeden ve onun huzuru olmadan hüküm kurulması doğru değildir (Yargıtay 2. HD.'nin 11.1.1944 tarihli, 4199-105 sayılı kararı).
2- Dava, sonuçta kurulacak hükümle hakkı etkilenecek olanlara tevcih edilmelidir. Yukarıda açıklanan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 73. maddesi çerçevesinde hükümden etkilenecek olanlar davet edilmedikçe hüküm verilemez. Evlenmenin butlanı kadın ve erkeğin hukukuna etkili olup, her ikisine birden dava tevcih edilmelidir. Bu yön gözetilmeden, Mustafa davaya katılmadan, yalnızca kadın aleyhine açılan davaya bakılarak hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
3- Davalı Aysel 24.2.1995 günlü beyanında, dava konusu evliliği içinde Ayşe adında bir çocuğu olduğunu ileri sürmüştür. Besni- Köyü, 24 hanede nüfus siciline kayıtlı Mehmet oğlu Mustafa'nın aile nüfus sicili getirtilmeden, eksik tahkikatla hüküm kurulması doğru olmadığı gibi Medeni Kanunun 125/2. maddesi göndermesi ile Medeni Kanunun 148. maddesi uyarınca müşterek çocuğun velayet yönünün düzenlenmemesi de doğru değildir.
SONUÇ: Hükmün açıklanan sebeplerle (BOZULMASINA), bozma sebebine göre sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 25.10.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.