 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E. 1994/9117
K. 1994/9888
T. 20.10.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İŞTİRAK HALİNDEKİ MÜLKİYETİN MÜŞTEREK
MÜLKİYETE DÖNÜŞTÜRÜLMESİ
YETKİ
GÖREV
KARAR ÖZETİ: Medeni Kanuna, 3678 sayılı Kanunla eklenen 584/ a maddesinden kaynaklanan iştirak halindeki mülkiyetin, müşterek mülkiyete çevrilmesi davalarında, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Mahkemenin görevi ise, taşınmazın değerine göre belirlenir.
(743 s. MK. m. 584/a)
(1086 s. HUMK. m. 8, 13)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda, mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Davanın dayanağını oluşturan 5841a maddesi hükmü, Medeni Kanununa 3678 sayılı Kanunla 23.11.1990 tarihinde eklenmiştir. Söz konusu hükmün gerekçesinden, iştirak halinde mülkiyet hakkının kullanılmasında ortaya çıkan güçlükleri bertaraf amacına yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
Hüküm, Medeni Kanunun Miras Hukukuna ait üçüncü kitapta taksime ilişkin yedinci babın, terekenin taksiminden evvelki halini gösteren birinci faslında yer almaktadır. Bu hal, onun miras hukuku kuralı olduğunu açıkça ortaya koymasına karşılık taksimin nasıl yapılacağını düzenleyen ikinci fasılda yer almaması da bu kuralın taksime ilişkin olmadığını belirlemektedir.
Görüşmeler sırasında, bu davalının "terekenin idaresine ait iddialar" dan olup olmadığı tartışılmış, HUMK.nun 11. maddesinde yer alan bu tabirin, tüm tereke mallarını kapsayan davaları belirlediği, terkeye dahil bir malın veya tüm tereke mallarının mülkiyet biçimini değiştirme amacını taşıyan ve Medeni Kanunun 585/a hükmünde açıklanan davanın bu kapsamda olmadığı sonucuna varılmıştır. Talebe karşı itiraz olduğu taktirde "iştirak halinde 'mülkiyetin O MAL üzerinde devamını haklı kılacak" (MK. 584/a) bir halin bulunup bulunmadığını en iyi niceleme imkanına sahip olan hakimin, gayrimenkulun bulunduğu yer hakimi bulunmasına, bu halin HUMK.nun 13. maddesinin konuluş amacına uygun bulunmasına göre incelenen davada Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 11. maddesinin uygulama alanı bulamayacağı kabul edilmiştir (Y.2. HD.' nin 13.10.1993 tarih ve 8273-9211 sayılı kararı).
Davanın, Medeni Kanunun 518. maddesinde sayılan davalardan olmadığı açıktır. HUMK.nun 13. maddesinde belirlenen yetki kuralı kamu düzenine ilişkin olup, kesin yetki kuralıdır. Davalının yetki itirazında bulunup bulunmadığına bakılmaksızın hakim görevi gereği re'sen gözetmek zorundadır (Y.HGK.'nun 24.11.1965 günlü ve 685-428 sayılı kararı).
HUMK.nun 8. maddesinde sulh hakiminin görevleri belirlenmiştir. Aynı maddenin 1. fıkrasında, iflas davalarıyla vakfa ilişkin davalar hariç olmak üzere mamelek hukukundan doğan değer ve miktarı 2.000.000.- TL' yi geçen davaların sulh mahkemesinde bakılacağı hükme bağlanmıştır. Medeni Kanuna 3678 sayılı Kanunla eklenen 584/a maddesindeki iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilmesine ilişkin davalar mamelek hukuku ile ilgilidir. Mülkiyet biçimi değişeceğinden görevin malın kıymetine göre belirlenmesi icap eder (Y. 2. HD.' nin 10.2.1992 tarih, 1047-1389 sayılı ve 9.4.1992 tarih; 3917-4237 sayılı, 26.10.1992 tarih, 9812-10258 sayılı kararları). Davacıya, dava konusu taşınmaz malların kıymeti açıklattırılıp açıklama yapmaz veya kıymette ihtilaf doğarsa keşfen kıymet belirlenmesi yapılıp yukarıda açıklanan kurallar dikkate alınmadan Medeni Kanuna 23.11.1990 tarih ve 3678 sayılı Kanunla eklenen 584/a maddesine göre iştirak halinde mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilmesinin dava yolu ile istenmesinin mümkün olması ve mahkeme kararında belirtilen içtihatların kanun değişikliğinden önceki dönemle ilgili olması gözetilmeden yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 20.10.1994 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.