 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas no : 1994/2615
Karar no : 1994/3332
Tarih : 01.04.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davanın kayyım Av. Orhan Eraslan'ın huzuruyla yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1- Babalık davası irs ve nesep ilişkisinin kuşkuya yer bırakmıyacak (M.K.301) nisbette açığa çıkarılması halinde kabul edilebilir. Bu konuda tekniğin tüm imkanlarından yararlanılmalıdır. Bu cümleden olarak davalının kurtuluş beyyinesi olan her türlü benzemezlik testleri yapılmalıdır. Davacı, çocuk ve baba olduğu iddia olunan davalının kan grupları belirlenerek Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi'nde bir inceleme yapılmışsa da bu yeterli değildir. Davacı, çocuk ve davalının ALYUVAR (ERİTROSİT) ANTİJENLERİ (ABO, Rh (CDE, cde), MNSs, Duffy (Fya Fyb) Kidd (Jka, Jkb), Kell (Kk); LOKOSİT ANTİJENLERİ (HLA-A), (HLA-B), (HLA-C), (HLADR)- (HLA-DQ), ALYUVAR (ERİTROSİT) ENZİMLERİ (Adenozin Dezaminaz, Esteraz D., Fosfoğlukomutaz, gliyoksalaz (I), Adanilat Kinaz, Glukoz 6 fosfat dehidrogenaz, Alanin Transaminaz, Eritrosit asit fosfotaz (LAP); SERUM PROTEİNLERİ (Heptoglobin, Hemaglobin ve Transferrin) testleri mutlaka yapılmalı, baba olduğu iddia olunan kişinin % 99,73 oranından daha az ihtimalle baba olabileceği belirlenmiş ise, Karbonik Anhidraz (Ca II), Peptidat A, Gm, Levis araştırması ve karşılaştırılması ile sonuca gidilmelidir. Yinede aynı oranda bir sonuç elde edilemiyor ise DNA tiplemesi yapılması imkanı araştırılmalı, davalının baba olamıyacağı ihtimali tamamen kaldırılıp delillerin hep birlikte takdiri gerekir.
Adli Tıp Kurumu'nda açıklanan testlerin yapılamamakta oluşu eksik tahkikatla hüküm kurmayı haklı gösteremez. Üniversitelerin Tıp Fakültelerinden özellikle Adli Tıp, Tıbbı biyokimya ana bilim dalları ile enstitülerinden herhangisinde açıklanan araştırma yapılabildiği belirlendikten sonra; davacı, çocuk ve davalı o kurumlarla birlikte sevk edilip davalının savunması araştırılmadan hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2- Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası'nın 388/son ve 389 maddeleri, hüküm fıkrasının açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekeceğini öngörmüştür. Mahkemece kurulan hüküm fıkrasında tam babalığa mı yoksa tabi babalığa mı (mali sonuçlu babalığamı) hükmedildiği açık değildir. Bu yönün gözetilmemeside isabetsizdir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeplerle (BOZULMASINA) bozma sebebine göre de diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine 1.4.1994 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.