 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E. 1993/8273
K. 1993/9241
T. 13.10.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İŞTİRAK HALİNDEKİ MÜLKİYETİN
MÜŞTEREK MÜLKİYETE
DÖNÜŞTÜRÜLMESİ
KARAR ÖZETİ Medeni Kanunun 584/a maddesi uyarınca açılan iştirak halinde mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürülmesi davalarında, taşınmazın bulunduğu mahül mahkemesi yetkilidir.
(743 s.MK.m.584/a)
(1086 s. HUMK. m. 13)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda, mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacılar; Medeni Kanunun 584/a maddesi uyarınca iştirak halinde mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürülmesini istemişler, istem kabul edilmemiş, davalı öncelikle kesin yetki kuralına riayet edilmediği iddiası ile temyiz yoluna başvurmuştur.
Davalının yetkiye ilişkin temyiz itirazının çözümü için davanın niteliği ortaya konmalıdır.
Davanın, Medeni Kanunun 518. maddesinde sayılan davalardan olmadığı açıktır.
Davanın dayanağını oluşturan 584/a maddesi hükmü, Medeni Kanuna 3678 sayılı Kanunla 23.11.1990 tarihinde eklenmiştir. Söz konusu hükmün gerekçesinden iştirak halinde mülkiyet hakkının kullanılmasında ortaya çıkan güçlükleri bertaraf amacına yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
Hüküm, Medeni Kanunun Miras Hukukuna ait üçüncü kitapta taksime ilişkin yedinci babın, terekenin taksiminden evvelki halini gösteren birinci faslında yer almaktadır. Bu hal, onun miras hukuku kuralı olduğunu açıkça ortaya koymasına karşılık taksimin nasıl yapılacağını düzenleyen ikinci fasıl da yer almaması da bu kuralın taksime ilişkin olmadığını belirlemektedir.
Görüşmeler sırasında bu davanın "terekenin", idaresine ait iddialar"dan olup olmadığı tartışılmış, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 11. maddesinde yer alan bu tabirin tüm tereke mallarını kapsayan davaları belirlediği, terekeye dahil bir malın mülkiyet biçimini değiştirme amacını taşıyan ve Medeni Kanunun 585/a hükmünde açıklanan davanın bu kapsamda olmadığı sonucuna varılmıştır. Talebe karşı itiraz olduğu takdirde "iştirak halinde mülkiyetin 0 MAL üzerinde devamını haklı kılacak" (MK. 584/a) bir halin bulunup bulunmadığını en iyi inceleme imkanına sahip olan hakimin, gayrimenkulün bulunduğu yer hakimi bulunmasına; bu halin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 13. maddesinin konuluş amacına uygun bulunmasına göre incelenen davada Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 11. maddesinin uygulama alanı bulmayacağı kabul edilmiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 13. maddesinde belirlenen yetki kuralı kamu düzenine ilişkin olup, kesin yetki kuralıdır. Davalının yetki itirazında bulunup bulunmadığına bakılmaksızın hakim görevi gereği re'sen gözetmek zorundadır (Y. HGK.nun 24.11.1965 günlü, 685-428 sayılı kararı).
Dava konusu taşınmaz malın, İstanbul ili Eminönü İlçesi'nde bulunduğu ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 13. maddesi uyarınca İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğu gözetilmeden işin esasının incelenip yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ :Davalının temyiz itirazının bu sebeple kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), bozma sebebine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 13.10.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.