 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 1993/6415
Karar No: 1993/7382
Tarih: 14.7.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KARAR ÖZETİ : Ana ile babanın uzun süre nikahsız yaşaması, babanın anaya evlenme vaad ettiğimi göstermez. Bu hal tüm sonuçları ile babalığın hükme bağlanması için yeterli değildir.
Taraflar arasındaki babalık davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Medeni Kanunun sekizinci babında nesepsizlerin hukuki durumunu düzenlemiş, bu babın (c) bölümünün 297. maddesinde dava mevzuunun ana ve çocuk lehine nakti ödeme istemi (MK.304-30) kanunun tayin ettiği şartların (MK.310} oluşması halinde ve babalığın tüm sonuçları ile birlikte hükme bağlanması olabileceği açıklanmıştır.
Davanın sonunda oluşturulabilecek hükümler ayrı ayrı belirlenmiştir. VI.numaralı başlık "Babalığa Hüküm" adını taşımakta olup,hangi şartların oluşması halinde tüm sonuçları ile (tanı) babalığa hükmedilebileceğini göstermektedir. Bu Maddeden önce 304. madde ile başlayan V.numaralı başlık ise Hüküm adını taşımakta olup, alt başlıklar münhasıran, ana lehine maddi, manevi tazminat, ile ananın isteyebileceği teminata ve çocuk lehine nafakaya, (tabii) babanın mirasçılarının borçlarının kapsamına ilişkindir. Şu halde tüm sonuçları ile babalığa hüküm tesisi için, doğumdan evvel üçyüzüncü gün ile yüzsekseninci gün arasında davalının çocuğun anası ile cinsi münasebet kurduğunun subutu (M.K.301) yanında, anaya evlenme vaad ettiği veya cinsi münasebetin bir cürüm veya nüfuz suistimali olduğunun da ispatlanması zorunludur.
Medeni Kanunun 310. maddesi şartları kesin bir şekilde belirlenmemişse bütün neticeleri ile babalığa karar verilemez, ve küçük davalının aile nüfus siciline yazılamaz. (Y.2.H.D.nin 16.6.1992 tarihli 5367/6781 sayılı, 17.11.1986 günlü 9215/10078 sayılı ve 4.12.1962 tarih 6069/6297 sayılı kararları)
Ana ile davalıların murisi evli iken 1983 yılında boşanmışlar, çocuk 8.8.1986 tarihinde doğmuştur. Ana ile davalıların murisinin boşanmadan sonra 26.5.1991 de ölümüne kadar karı koca gibi yaşamaları (resmen evlenmelerine bir engel olmadığı, daha önce biribirleriyle evli iken boşanmış olmaları da dikkate alındığında), murisin anaya evlenme vaad ettiğinin değil,nikahsız yaşama iradelerinin açık delilini teşkil eder. Davalıların murisinin ana üzerinde bir nüfuzunun olduğu,onu suiistimal ettiği ortaya konmadığı gibi; bu birlikte yaşama suçta oluşturmaz.
Medeni Kanunun 310. madde şartları oluşmamıştır. Tüm sonuçları ile babalığa hüküm doğru değildir.
Bu itibarla hükmün bozulması gerekirken temyiz incelemesi sırasında bu yön gözden kaçmış ve hüküm onanmış olmakla, onama kararının kaldırılması ve hükmün bozulması uygun düşmüştür.
SONUÇ:Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 440-442 maddeleri gereğince karar düzeltme isteğinin kabulü ile onama kararının kaldırılmasına ve hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine oyçokluğuyla kar ar verildi. MUHALEFET ŞERHİ
Temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere göre usulün 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddi düşüncesindeyiz. Bu itibarla sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.
Üye Üye
Nedim Turhan Ş.D.Kabukcuoğlu