 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 1993/2602
Karar No: 1993/4278
Tarih: 20.12.2013
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen murafaa icrası suretiyle tetkiki Edip, temyizen tetkikide Şengül tarafından istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün duruşmalı temyiz eden. Edip ve vekili Av.Ertan ile diğer temyiz eden vekili Av.Tülay geldi.Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü.Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Tazminat ve nafaka yönünden kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 381/2.maddesi uyarınca kararırı tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlışta olsa, buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak Yargıtay yoluna başvurulması ve kararırı bozulması halinde düzeltilebilir. Bu aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi odur. O halde mahkemece yapılacak iş, 10.4.1992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.
2- Kabul şekli bakımından tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmadan manevi tazminat ve yoksulluk nafakası hakkında hüküm kurulmuştur. Yaptırılacak tahkikat sonucu davacı kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği sabit olduğu takdirde Medeni Kanunun 144.maddesinin diğer şartları oluştuğundan kadın yararına yoksulluk nafakası takdiri gerekir. Ayrıca manevi tazminatta bir tarafı müzayakaya düşürmeyecek diğer tarafıda zenginleştirici mahiyette olmamak üzere tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre takdir edilmelidir. Bu yönün gözetilmemesi usul ve kanıma aykırıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA, oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
"Boşanmaya sebebiyet vermiş olan hadiseler kabahatsiz karı ve kocanın şahsi menfaatleri ağır bir surette helaldar etmiş ise, hakim manevi tazminat namıyla muayyen bir meblağ dahi hükmedilebilir.
Manevi tazminata hükmedebilmek için boşanmaya sebep olan olayların kusursuz eşine yaşam alanında etkiler doğurması ,"onun derin üzüntü, elem, ağır utanç, onur kırıklığı, psikolojik buhran ve sarsıntı, yaşam sevincinin yitirilmesi gibi sonuçlarla karşı karşıya " bırakma gibi etkiler yaratmalıdır. Bu haller dahi manevi tazminatın hüküm altına alınması için yeterliği değildir. Ortaya çıkan, manevi acı ve çöküntü ağır olmalıdır. Adeta kişi kimsenin yüzüne bakamayacak, toplum içine çıkmayacak, yaşam da hiçbir zevk almayacak duruma girmelidir.
Davalının cinsel ilişki kuramaması sebebiyle vaki boşanmada davacının ağır bir manevi zarara uğradığını kabul etmek mümkün olmaz.Nitekim dairemiz 2.7.1991 günlü 5975-9781 sayılı ve 4.5.1976 günlü 3577-3856 sayılı kararlarından cinsel ilişki kurulamamasının manevi tazminatı gerektiren boşanma sebebi olmadığını kabul etmiştir.
Bu sebeple kararın iki numaralı bendinde yer alan manevi tazminata ilişkin açıklamalara katılamıyorum. Olayda davacı yararına manevi tazminata hükmetmemiş şartları oluşmamıştır. Bu yönde açıklanarak bozma yapılması gerektiği kanaatindeyim.
Başkan
Tahir Alp