 |
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1992/964
K: 1992/1341
T: 10.02.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : İlknur Çepni ile İhsan Çepni arasındaki tedbir nafakası davanın yapılan muhakemesi sonunda davanın reddine dair verilen hükmün teyizen, mürafaa icrası suretiyle tetkiki davacı tarafından istenilmişse de, dava mahiyeti itibariyle duruşmaya tabi mevattan olmadığından duruşma talebinin reddine karar verildikten sonra evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dinlenen davalı tanıkları, davacı kocanın eşini tatil yapmak amacı ile kayınpederinin evine bıraktığını, burada iki hafta kalan kadınla ilgilenmediğini, davacının evine götürülen davalıyı da kabul etmediğini ifade etmişlerdir. Bu durumda davalı kadın Medeni Kanunun 162/3. maddesi gereğince ayrı yaşamakta haklıdır. Sonradan ihtar kararının gönderilmesi nafaka isteğine engel teşkil etmez. O halde mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına Medeni Kanunun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun düşecek nitelikte tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken yasanın yorumunda yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, 10.2.1992 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Medeni Kanunun 162/3. maddesi uyarınca eşinden ayrı yaşama hakkına sahip kişi nafaka isteyebilir.
Eşlerden birinin diğerine karşı hoş olmayan davranışlarda bulunması eşlere devamlı ayrı yaşama hakkı vermez. Olayın doğal etkisi geçtikten sonra hoşgörü ölçülerine göre eşlerin bir araya gelmeleri gerekli ise artık o olay sebebiyle ayrı yaşama hakkının varlığından söz edilemez. Medeni Kanunun 132. maddesi uygulaması sebebiyle dairemizin yerleşmiş görüşü bu yöndedir. (Y.2.H.D. 20.12.1985 günü 10651-10955 sayılı 24.6.1986 günü 5994- 6381 sayılı kararları). Şu halde Medeni Kanunun 132. maddesi uygulanırken önceki olayların etkisinin geçmiş olması halinde ihtara uymayan eşe; ayrı yaşama hakkın yok, Medeni Kanunun 162/3. maddesi uyarınca yapılan uygulamada ayrı yaşama hakkına sahipsin demek çelişki olur. Bu halde tarafları ayrı yaşamaya sevk eden olayların niteliği itibarıyla geçen zaman o olayların etkisini yitirtecek yeterliktedir. Davacı 27.6.1991 gününde gönderdiği ihtar ile eşini müşterek eve davet etmiştir. Bu ihtarın samimi olmadığı davacının eve dönmemekte haklı olduğunu kabule elverişli bir delil ortaya konmamıştır. Mahkemenin takdirinde bir isabetsizlik yoktur. Karar onanmalıdır.
|